TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://gcris.khas.edu.tr/handle/20.500.12469/4467
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Type "Review"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Review Neoliberal Umursamazlık Mı, Bakım Toplumu Mu? Kahramanmaraş Depremleri Sonrasına Dair Düşünceler(2023) Yükseker, Deniz; Tekin, UğurBu yazıda 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri sonrasındaki durum, neoliberal umursamazlık, dayanışma ve bakım toplumu kavramları çerçevesinde irdeleniyor. Yazıda, depremin yol açtığı olağanüstü yıkımın kısmen on yıllardır sürdürülen neoliberal politikalardan kaynaklandığı iddia ediliyor. Kâr ve ranta öncelik veren ve afet risklerini göz ardı eden bu politikalar yazıda neoliberal umursamazlık olarak nitelendiriliyor. Deprem sonrasında ise kentleri doğal afetlere daha dayanıklı hale getirmek için dayanışmayı büyütmek ve bakım odaklı topluluklar oluşturmak mümkün olabilir. Ancak neoliberal umursamazlık, bu ihtimalin önündeki en önemli tehdidi oluşturmaya devam ediyor.Review Oyunlaştırılmış Öğrenme Ortamlarının Kişiselleştirilmesi Üzerine Bir Derleme*(2024) Şevk, Kübra Ertan; Kocadere, Selay ArkünBu çalışma kişiselleştirilmiş oyunlaştırmanın eğitsel bağlamlardaki kullanımını, özellikle de oyunlaştırmanın farklı öğrenen ihtiyaçlarına yönelik uyarlanmasındaki yaklaşımlar açısından incelemektedir. Çalışma bu bağlamda kullanılan uyarlanmış, uyarlanabilir, kişiselleştirilmiş ve özelleştirilmiş oyunlaştırma terimlerini inceleyerek bu terimlere ilişkin tanımlar ortaya koymuştur. Kişiselleştirilmiş oyunlaştırma, oyunlaştırma sürecindeki herhangi bir değişikliği tanımlayan şemsiye kavramdır. Uyarlanmış oyunlaştırma, uygulamanın başlangıcında yapılan değişikliklerdir. Uyarlanabilir oyunlaştırma, sistem tarafından uygulama sırasında dinamik olarak yapılan değişikliklerdir. Özelleştirme, oyunlaştırma sürecinde kullanıcı/öğrenci tarafından yapılan değişiklikleri ifade eder. Uyarlanmış oyunlaştırma çalışmaları dört başlıkta incelenmiştir: uyarlama kriterleri, uyarlama süreci, uyarlama verisi ve uyarlama müdahalesi. Uyarlama kriterleri, oyuncu tipleri, kişilik modelleri, öğrenme stilleri ve karma profilleri içermektedir. Uyarlama süreci, kullanıcı-kontrollü ve sistem-kontrollü uyarlamayı içerir. Kullanıcı-kontrollü uyarlama, özelleştirmeyi ifade etmekte, sistem-kontrollü uyarlama ise statik uyarlama, dinamik uyarlama ve bu ikisinin kombinasyonu olan dinamik+statik uyarlama altında incelenmektedir. Uyarlama verileri, açık ve dolaylı bilgi toplama yöntemleri olarak iki kategoriye ayrılmaktadır. Son olarak, öneriler ve oyun bileşen ve mekaniklerinin uyarlanması, uyarlama müdahalesi altında ele alınmıştır. Çalışma, Bartle, Hexad ve BrainHex gibi oyuncu tiplerinin ve Beş Faktör ve Myers-Briggs gibi kişilik modellerinin uyarlama çalışmalarında sıklıkla kullanıldığını göstermektedir. Çalışma ayrıca mevcut çerçevelerdeki sınırlılıkları, oyunlaştırmanın nasıl uyarlanacağını gösteren standartlaştırılmış modellerin önemini ve uyarlamanın otomatikleştirilmesi ve sürdürülebilir olması için oyunlaştırma analitiğinin entegrasyonunu vurgulamaktadır.Review Citation - WoS: 0Rethinking the Golden Age of Social Psychology(Istanbul Univ, 2019) Yılmaz, Onurcan; Yılmaz, Onurcan; Bahçekapılı, Hasan G.; PsychologyIt is tragic yet curious to realize that a historical period of great human misery can motivate great scientific endeavour. This paper argues that the "golden age" of social psychology was driven by the traumas of fascism. We first trace the roots of the World War II to modernism. We then compare the social psychological studies conducted before and after the World War II in relation to this historical background and the rationality-irrationality debate. Overall, we present a series of examples which purport to show that the "golden age" of social psychology emerged as a response to humans' violation of different rationality norms. We conclude with a set of proposals for the amelioration of irrationality derived again from social psychological studies.Review Roma Hukukunda Ticaret Sınırlandırmaları Konusuna Genel Bir Bakış(2019) Söğüt, İpek Sevda; Söğüt, İpek Sevda; LawRoma hukuku kaynakları, ticaretin sınırlandırılması meselesi ile, esas ola- rak efendi ve azatlı (libertus) arasındaki ilişki bağlamında, ilgilenmektedirler. Bu bağlamda sorunun ortaya çıkması tesadüf değildir. Köleler serbest bırakıl- madan önce, genellikle, efendilerinin işlerinde çalışarak özel bilgi ve beceri kazanırlardı. Eğer bir köle, idare edilmek üzere serbest bırakılırsa, eski ustası- nın mülk sahibi (genel bir vekalet açısından bir temsilci) olarak mülkü, geçim sağlandı. Diğer durumlarda, görevinden sonra hayatta kalmak için kendi melse- ğini kurması gerekiyordu. Onun bariz tercihi, eski ustası ve mevcut patronu tarafından öğrenmiş olduğu meslek olurdu. Örneğin, tıp doktorunun serbest bırakıcısı bir doktor olabilir ve bir köle bayisinin serbest bırakanı köleliğin kal- dırılması için harekete geçmemiştir, ancak bir köle satıcısı haline gelmiştir.Review Citation - WoS: 0Citation - Scopus: 0Shift in Paradigm: Understanding Adjustment of Dialysis Patients(Cumhuriyet Univ Tip Fak Psikiyatri Anabilim Dali, 2017) Krespi-Boothby, Margörit Rita; Krespi, Margörit Rita; PsychologyEnd stage renal failure (ESRF) and its treatment can lead to adjustment difficulties. However the extent of these difficulties is not known. Adjustment is a complex and multidimensional construct. In general beliefs about illness and its treatment influence adjustment but the findings are inconsistent. This is probably because adjustment and beliefs have been defined in a variety of ways based on professional or theoretical views. One possible way of establishing a standard approach to defining adjustment and beliefs is to be guided by patients' own views. Qualitative studies identify ways of evaluation of life and beliefs about ESRF and its treatment that have not been identified by quantitative studies. These findings can be considered as patient-derived targets for psychoeducational programs or clinical practice for ESRF patients. However qualitative research cannot provide evidence about the frequency of patients' beliefs and ways of evaluation of life. Therefore questionnaires have been developed on the basis of qualitative findings. These helped to examine the utility of the findings for clinical practice and understand the relationship of quality of life with beliefs. More research is needed to investigate how the findings on these questionnaires converge and diverge with those on existing generic and/or ESRF specific quality of life and beliefs measures.Review Sosyal Psikolojinin Altın Çağını Yeniden Düşünmek(2019) Yılmaz, Onurcan; Yılmaz, Onurcan; Bahçekapılı, Hasan G.; Psychologyİnsanlığın büyük acılar çektiği tarihsel bir dönemin önemli bilimsel çalışmalara yol açabildiğinin farkına varmak gerek trajik gerekse ilginçtir. Bu yazı sosyal psikolojinin “altın çağı”nın faşizmin yarattığı travmalardan kaynaklandığını savunmaktadır. İlk olarak, İkinci Dünya Savaşı’nın kökenlerini modernizmle ilişkilendiriyoruz. Daha sonra, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası yapılan sosyal psikolojik çalışmaları bu tarihsel dönemle ve rasyonellik-irrasyonellik tartışmasıyla bağlantılı olarak karşılaştırıyoruz. Genel olarak, bu makalede sosyal psikolojinin “altın çağı”nın insanların farklı tipteki rasyonellik normlarını ihlal etmesine bir tepki olarak ortaya çıktığını gösteren bir dizi örnek sunmaktayız. Son olarak gene sosyal psikolojik araştırmalardan yola çıkarak irrasyonelliğin giderilmesine dair bir takım çözüm yolları öneriyoruz.Review Wittgenstein’ın Psikoloji Bilimine Dair Görüşlerine Eleştirel Bir Bakış(2019) Bayrak, Fatih; Yılmaz, Onurcan; Alper, Sinan; Yılmaz, Onurcan; PsychologyWittgenstein 20. yüzyılın ilk yarısında Tractatus Logico-Philosophicus adlı yapıtında felsefeninöldüğünü ve felsefede bugüne kadar sorulmuş tüm soruların çözümünü bulduğunu iddia etmiştir.Daha sonraları dünyayı dolaşmış ve özellikle zamanını Kierkegaard ve Nietzsche okuyarakgeçirdikten sonra erken dönemlerinde savunduğu düşüncelerini değiştirmiş ve hem dilfelsefesinde hem de bilim felsefesinde paradigmatik bir değişikliğin ilk zeminini ortayakoymuştur. Sosyal bilimlerin genelinde olduğu gibi psikoloji de bu değişimlerden veWittgenstein’ın felsefesinden paradigmatik düzeyde etkilenmiştir. Bu yazıda genel olarakWittgenstein’ın felsefesinin psikolojiyle ve bugünün sosyal psikolojisiyle olan ilişkisi eleştirelolarak incelenmiştir. Özel olarak ise, Wittgenstein’ın felsefesinin, eleştirel psikoloji akımınınortaya çıkmasına ve ana akım psikolojideki bağlamdan kopuk, birey odaklı yaklaşımlarınirdelenmesine katkı sunduğunu savunuyoruz. Bu argümanı savunmak için ilk olarak psikolojininve özel olarak sosyal psikolojinin kısa bir tarihi verilecektir. Daha sonrasında erken dönem ve geçdönem olarak ayırdığımız iki farklı Wittgenstein portresi anlatılacak ve son olarakWittgenstein’ın çalışmalarının psikolojik çalışmalara olan etkisi tartışılacaktır.