Hamamcıoğlu, Esra
Loading...
Name Variants
Hamamcıoğlu, E.
Hamamcıoğlu, Esra
Hamamcioglu,E.
Hamamcioglu,Esra
ESRA HAMAMCIOĞLU
Hamamcıoğlu, ESRA
Hamamcıoğlu,E.
HAMAMCIOĞLU, ESRA
Esra, Hamamcioglu
H.,Esra
Hamamcioglu, Esra
HAMAMCIOĞLU, Esra
H., Esra
E. Hamamcıoğlu
Esra HAMAMCIOĞLU
Esra Hamamcıoğlu
Hamamcıoğlu, Esra
Hamamcioglu,E.
Hamamcioglu,Esra
ESRA HAMAMCIOĞLU
Hamamcıoğlu, ESRA
Hamamcıoğlu,E.
HAMAMCIOĞLU, ESRA
Esra, Hamamcioglu
H.,Esra
Hamamcioglu, Esra
HAMAMCIOĞLU, Esra
H., Esra
E. Hamamcıoğlu
Esra HAMAMCIOĞLU
Esra Hamamcıoğlu
Job Title
Doç. Dr.
Email Address
esra.hamamcioglu@khas.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output
16
Articles
9
Citation Count
1
Supervised Theses
6
16 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 16
Article Citation Count: 0Limited Şirket Genel Kurulunda Yetersayılar(Seçkin Yayıncılık, 2017) Biçer, Levent; Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, EsraTürk Ticaret Kanunu’nda limited şirket genel kurul toplantılarında uygulanacak yetersayılar bakımından olağan kararlar, önemli kararlar ve şirket sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin kararlar olmak üzere üçlü bir sınıflandırma yapılmış ve her bir durum için farklı yetersayılar öngörülmüştür. Bu çalışmada limited şirket genel kurul toplantılarında uygulanan yetersayılar genel hatları ile incelenmeye çalışılmıştır.Article Citation Count: 06750 SAYILI TİCARİ İŞLEMLERDE TAŞINIR REHNİ KANUNU'NA İLİŞKİN BAZI TESPİTLER*(Yeditepe Üniversitesi adına Prof. Sultan Tahmazoğlu Üzeltürk, 2016) Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, Esra; Karamanlıoğlu, Argun; Karamanlıoğlu, ArgunÇalışmamızda, 20.10.2016 tarihinde kabul edilen ve 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nın amacı ve uygulama alanı, rehnin konusu, rehin sözleşmesinin tarafları, rehnin kuruluşu, tarafların hakları ve borçları ile rehnin sona ermesi incelenmiş; konuya ilişkin kısa değerlendirmelere ve tespitlere yer verilmiştir.Article Citation Count: 16361 Sayılı Kanun’un 9/3 Hükmünün Uygulanma(ma)sına İlişkin Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi (temel Borç İlişkisinden Doğan Kişisel Def’ilerin Faktoring Şirketine İleri Sürülüp Sürülemeyeceği Sorunu)(Seçkin Yayıncılık, 2017) Uzun Kazmacı, Özge; Uzun Kazmacı, Özge; Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, Esra6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3 hükmü ile Kanun öncesi dönemde tartışmalı olan, kambiyo senetlerinde temel borç ilişkisinden doğan def’ilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği konusu, TTK hükümleri esas alınarak çözüme kavuşturulmak istenmiştir. Her ne kadar olması gereken hukuk açısından bu çözüm tarzı, faktoring işleminin özellikleri ve faktoring’in temeli olan toptan alacak devri dikkate alındığında tartışmaya açık olsa da, getirilen düzenlemenin lafzı ve gerekçede de ortaya konulan kanun koyucunun amacı dikkate alındığında, hükmün uygulanması sonucunda söz konusu def’ilerin kural olarak faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Hükmün uygulanmasında aksi yönde sonuca varan inceleme konusu karar bu açıdan eleştiriye açıktır.Doctoral Thesis Yönetim Kurulu Krizleri ve Çözüm Yolları(Kadir Has Üniversitesi, 2021) Metin, Umut; Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, EsraBoard of Directors may face various disputes or disagreements. These disputes or disagreements may turn into crises which negatively affect the normal functioning of the board. As the crisis deepens, Board of Directors could have difficulties in fulfilling its function. Moreover, a step further from the crisis, Board of Directors might even be locked up. Conflicts of interest among shareholders are known as the most common cause of the board of directors crisis and/or deadlock. In event of a deadlock, Board of Directors, a body should always be able to function, cannot hold meetings or make decisions anymore. The deadlock of board of directors, may lead the entire company to be locked down whereas the company may encounter the possibility of dissolution and liquidation. At this point, unlocking the crisis as quickly as possible is vital for relevant competent persons of the company. Therefore, measures should be taken in the company's articles of association against Board of Director crisis and/or deadlock. One-person Board of Directors model and support of Advisory Board to Board of Directors is the model we recommend against the risk of locking. Legal texts such as shareholder agreements and family constitutions for family companies should include measures regarding deadlock. If a deadlock has occurred in spite of precautions, first of all, Board of Directors and internal remedies should be implemented. If such methods are not sufficient enough, Alternative Dispute Resolution (ADR) methods should be regarded as the first stage of external intervention. Effective and rapid solutions can be achieved against deadlocks via mediation. "Med-arb" or "Arb-med" could be also utilised. Arbitration is also a way and in this way; "expedited (fast-track) arbitration" procedure is more suitable for corporate deadlocks. Litigation, as the last possibility that we propose, could also be applied to unlock or even break the lock, since it contains the risk of dissolution and liquidation of company in some cases. In courts, termination action based on the absence of organs and especially termination of the company with a valid reason are the types of cases that may provide a solution. Especially termination of the company with a valid reason is more suitable for crisis and deadlocks, and also grants strategic results. In addition to these, it has been questioned in this study whether Board of directors possibly benefit from artificial intelligence in the operations and whether AI can be attributed a person-status as a member of Board of Directors. The effects of this issue on the responsibility of the members of Board of Directors have been analysed.Master Thesis Sınai Mülkiyet Davalarında Bilirkişilik(Kadir Has Üniversitesi, 2013) Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, EsraBu çalışmamızda Fikri Mülkiyet Hakları genel başlığı altında yer alan Sınai Mülkiyet Hakları’ndan ve Medeni Usul Hukuku’nda bilirkişilik düzenlemelerinden kısaca bahsedilecek, sınai mülkiyet davalarında bilirkişilik uygulamaları ve inceleme yöntemleri ele alınacak, bilirkişilik kurumu üzerine doktrin görüşlerine ve Yargıtay kararlarına yer verilecek, Yargıtay kararları ve bilimsel tartışmalar değerlendirilecektir.Article Citation Count: 0Aile Anayasaları ve Anonim Şirketlerde Aile Anayasası Uygulamaları(2020) Hamamcıoğlu, EsraTürk Hukukunda aile anayasası olarak adlandırılan metinler, özellikle aile tipi anonimşirketlerde sıklıkla karşımıza çıkmaya başlamıştır. Aile anayasasına ilişkin özel bir hukukidüzenleme bulunmamaktadır. Bu metinlerin asgari zorunlu bir içeriği olmamakla birlikte, aileanayasalarında genellikle aile şirketinin hedeflerine, şirket işleyişinde uygulanacak kurumsalilkelere, hem aile hem de şirket için geçerli olacak temel ilke ve değerlere, aile üyelerininşirket dışındaki faaliyetlerinin sınırlarına, aile üyeleri arasındaki olası anlaşmazlıklarda izlenecek çözüm yollarına, aile üyelerinin şirketi yeni nesillere aktarma sorumluluğuna, pay devirlerine, şirketin yönetimine ilişkin hususlara yer verildiği görülmektedir. Bu çerçevede aileanayasalarına ilişkin örnek metinlerin düzenlenmesi mümkünse de, aile anayasası, her bir aileşirketinin ihtiyacına göre hazırlanacağı için tek tip olarak karşımıza çıkmayacaktır.Aile anayasaları şirket kuruluşunda hazırlanan şirket anasözleşmeleri ile karşılaştırıldığındahukuki niteliği, içeriği, şekli, metnin etki ve işlevleri, değiştirilme usulü, bağlayıcılığı gibi temelhususlarda büyük farklılıklar taşımaktadır. Aile anayasalarında yer alan ayrıntılı düzenlemelerinşirket anasözleşmelerine yansıtılıp yansıtılamayacağı, yansıtılabilmesi durumunda korporatif etkiye sahip olamayacakları TTK düzenlemeleri doğrultusunda değerlendirilmeye muhtaçtır.Çalışmamızda öncelikle aile şirketleri hakkında kısaca bilgi verildikten sonra, aile anayasalarının amacı, hukuki niteliği, bağlayıcılığı, aile anayasalarında yer verilebilecek düzenlemeler ve bu düzenlemelerin anonim şirketler hukuku özelinde yaratabileceği etkiler, mukayeseli hukuk da dikkate alınarak incelenecektir.Article Citation Count: 0Yargıtay Kararları Işığında Bir veya Birkaç Yönetim Kurulu Üyesine Toplantı Davetinin Hiç ya da Kararlaştırılan Usule Uygun Yapılmamasının Sonuçları(2021) Hamamcıoğlu, EsraYönetim kurulu kural olarak yönetim kurulu başkanı, başkanın bulunmadığı zamanlarda dabaşkan vekili tarafından toplantıya çağrılır. Çağrı herhangi bir talep olmaksızın başkanın kendiisteği ile yapılabileceği gibi, TTK 397/7 hükmüne göre herhangi bir yönetim kurulu üyesinintalebine de dayanabilir. Toplantıya davet konusunda kural olarak bir şekil şartı bulunmadığından toplantı daveti imza karşılığında elden yazılı bildirim, elektronik posta, noter aracılığı ilebildirim hatta telefonla dahi yapılabilecektir. Ancak toplantı çağrısının kural olarak bir şeklebağlı olmaması, yönetim kurulu üyelerinden birisinin kendisine davetin yapılmadığı yönündekiiddiası karşısında ispat sorunlarına neden olabilecektir. Kanunda toplantı çağrısının ne kadarsüre önceden yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme öngörülmemiş olsa da, kural olarak sözkonusu çağrının üyelerin katılım haklarına zarar vermeyecek şekilde dürüstlük kuralına uygunolarak yapılması gerekmektedir. Çalışmamızda bir veya birden fazla yönetim kurulu üyesinetoplantı çağrısının hiç ya da usulüne uygun şekilde yapılmamasının, özellikle toplantı ve kararyetersayılarının sağlanmasına rağmen, bu üyelerin katılımı olmaksızın alınan yönetim kurulukararlarına etkisi, öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları çerçevesinde tartışılacaktır.Conference Object Citation Count: 0Equalization Demand of the Agent and Its Importance in Business Law(Springer International Publishing Ag, 2020) Hamamcıoğlu, EsraOne of the most important consequences of the agency contract (commercial agency contract) in terms of its termination is the equalization demand of the agent. After termination of agency contract, the agent may request a reasonable equalization demand if he/she has brought the principal new customers or has significantly increased the volume of business with existing customers. Thus, the principal continues to derive substantial benefits from the business with these customers. Equalization demand of the agent (commercial agent) is regulated on an equitable basis. As of this nature, equalization demand of the agent carries a counter-execution nature for the customer portfolio (goodwill) which the agent acquired and the principal may benefit on its own, depending on the termination of the agency contract that establishes continuing obligation. In this respect, the equalization demand does not have the characteristics of compensation theoretically. However, compared to similar provisions, Turkish Commercial Code Article 122 has some differences and it may also need to be amended to clarify some issues. Objectives of this study are to determine the legal nature, conditions, and calculation of the equalization demand. Furthermore, scope of application of this claim includes other contractual relations giving similar monopoly rights unless it is contrary with fairness.Doctoral Thesis Türk Ticaret Kanunu Madde 376 Kapsamında Anonim Şirketlerde Mali Durum Bozulması ve İyileştirme Önlemleri(2024) Cebe, Memet Sinan; Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, Esra; Erer, MertBu doktora çalışmasında Türk Ticaret Kanunu (TTK) Madde 376 çerçevesinde anonim şirketlerde yaşanan mali durum bozulmaları ve alınabilecek iyileştirme önlemleri kapsamlı bir şekilde incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, mali durum bozulması açıklandıktan sonra, mali durum bozulması ile sermaye ilişkisi, yedek akçe ilişkisi, mal varlığı ilişkisi, muhasebe düzeni ilişkisi ortaya konmuştur. Daha sonra mali durum bozulması halleri ve mali durum bozulması halleri olan sermaye kaybı ve borca batıklığın hukukumuzdaki yeri ortaya konduktan sonra mali durumun iyileştirilmesi ele alınmıştır. Akabinde, sermaye kaybı ve alınması gereken hukuki iyileştirme önlemleri ile borca batıklık ve alınması mümkün hukuki iyileştirme önlemleri detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Sonuç olarak bu çalışma ile anonim şirketlerin mali durumlarında meydana gelen bozulmalar karşısında zorunlu ve mümkün hukuki iyileştirme önlemlerinin uygulanma süreçlerini detaylandırılarak ortaya konmuştur. Böylelikle, mali yapıyı iyileştirmek ve şirketin varlığını devam ettirmesi için atılması gereken adımlar konusunda hem şirketlere hem de ilgili taraflara yönelik kapsamlı bir çalışma ortaya konmuştur.Master Thesis Anonim Şirketlerde İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu(2024) Çakır, Selenay Girit; Hamamcıoğlu, Esra; Hamamcıoğlu, EsraETTK'nin 401. maddesine karşılık TTK'nin 'imtiyazlı paylar' başlıklı 478. maddesinde imtiyazlara ilişkin daha ayrıntılı hükümlere yer verilerek ETTK dönemindeki tartışmalara son verilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda TTK'de öngörülen imtiyaza ilişkin ayrıntılı hükümlerle ETTK dönemindeki tartışmalara son verilip verilemediğinin, TTK'de öngörülen imtiyaza ilişkin hükümlerin yeni tartışmaları da beraberinde getirip getirmediğinin tespit edilebilmesi ve imtiyaza ilişkin TTK m. 478 hükmü ile imtiyazlı pay sahipleri özel kuruluna ilişkin TTK m. 454 hükmünün öğretideki görüşler ve Yargıtay kararları ışığında ayrıntılı olarak ele alınabilmesi için tez konumuz 'Anonim Şirketlerde İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu' olarak seçilmiştir. Tez çalışmamız üç ana bölümden oluşmakta olup birinci bölümde, konunun temelini oluşturan imtiyazlı pay kavramının tanımına, imtiyazlı pay çıkarılmasında hakim olan esaslara, imtiyazın benzer kavramlar ile arasındaki ilişkiye ve imtiyazın türlerine yer verilmiştir. Tez çalışmamızın ikinci bölümünde ise İPSÖK kavramı, İPSÖK'ün amacı ile hukuki niteliği ve İPSÖK'ün hangi hallerde toplanmasının gerektiği hangi hallerde ise toplanmasına gerek olmadığı detaylı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Akabinde İPSÖK'ün toplanması ve karar alması konuları üzerinde durulmuştur. Tez çalışmamızın son bölümü olan üçüncü bölümde ise İPSÖK kararlarının hukuki etkisi ve hükümsüzlüğü konuları düzenlenmiş olup İPSÖK kararlarına karşı hukuki korumalara yer verilmiştir.