Bayrakdar, Gülümser Deniz

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Bayrakdar, Gülümser Deniz
G.,Bayrakdar
G. D. Bayrakdar
Gülümser Deniz, Bayrakdar
Bayrakdar, Gulumser Deniz
G.,Bayrakdar
G. D. Bayrakdar
Gulumser Deniz, Bayrakdar
Bayrakdar, Deniz
Bayraktar, Gülümser Deniz
Bayrakdar, G. Deniz
Bayraktar, Gülümser Deniz
Bayrakdar, Deniz
Bayrakdar, D.
Job Title
Prof. Dr.
Email Address
Denızb@khas.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Bibliometrics summary could not be loaded because of an error. Please refresh the page or try again later.

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 18
  • Master Thesis
    Traversing Epistolarity in Chantal Akerman's Les Rendez-Vous D'anna (1978)
    (Kadir Has Üniversitesi, 2022-02) Sezgin, Gözde; Bayrakdar, Deniz
    In this thesis, I study the films of the Belgian female director Chantal Akerman, with a focus on her 1978 film, Les Rendez-vous d’Anna. As one of the most influential, avantgarde auteurs in European Cinema, Chantal Akerman uses epistolarity (Naficy 2001) as the basis of her narrative, traversing the past and present through dark transitional spaces such as stations, hotel rooms, in scenes of loneliness and isolation, in the mother-daughter relationship, keeping her Jewish and queer identity as the basis of her film. I use qualitative analysis method and analyse the film based on Hamid Naficy’s discussion of epistolarity in An Accented Cinema: Exilic and Diasporic Filmmaking (2001), and other works focusing on the epistolary form (Kauffman 1986) and forms of address (Margulies 1996). Chantal Akerman is doing a mapping of World War II, and she portrays scenes from the traumatic past of Europe and focuses her work on personal stories from the aftermath of World War II. She uses epistolarity as an innovative way in her narrative, which combines the plots through a palimpsestic structure among the characters in the film. The monologues in the film replace the function of letters, while their confessional tone increases the epistolary effect. There are different epistolary media tools in the film and especially the use of telephones and the presence of answering machine within the narration bring this film closer to the telephonic epistles Hamid Naficy mentions (Naficy 2001, 101). The transitional spaces (Naficy 2001) and vehicles existing both in the image and soundtrack layers contribute to the film’s exilic and accented character.
  • Master Thesis
    Türkiye Sinemasında Kent ve Kadın Yoksulluğu: Zerre ve Toz Bezi
    (2023) Akan, Ayten; Bayrakdar, Gülümser Deniz
    Yoksulluk bugün bütün coğrafyalarda yaşanılan sorunların başında gelmektedir. Neoliberal politikaların hâkimiyetindeki kapitalist sistemde sanayileşmenin artması, bölgeler arası yaşanılan göçler, özellikle kentlerde meydana gelen nüfus artışı ve buna bağlı olarak istihdamın karşılanamaması, ardından işsizlik ve yoksullaşma ile takip eden bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoksulluğun giderek katmanlaşan yapısı ile toplumun farklı kesimleri üzerinde etkisini gösterdiğini söylemek mümkündür. Kentlerde artan yoksulluk, maruz kaldıkları fırsat eşitsizliği yüzünden kadınlar tarafından daha çok yaşanmaktadır. Kentteki yoksulluk ekonomik bir sorun olmanın yanında sosyal bir problem olduğu için farklı disiplinlerin ilgi alanına girmiş, sinemada da kendisine yer bulmuştur. Yoksulluk temalı filmler geçmişte olduğu gibi günümüz sinemasında da işlenen konulardan biri olmuştur. Her dönem kendi siyasi politik ekseninde değerlendirilen yoksulluk teması, yakın dönem Türkiye sinemasında merkezine kentleri koymuş, kadınların yaşadığı yoksulluğu mesele eden filmlerde işlenmiştir. Bu tezde yakın dönem Türkiye sineması örneklerinden Zerre(Erdem Tepegöz, 2012) ve Toz Bezi(Ahu Öztürk, 2015) filmlerinde işlenen kentteki kadın yoksulluğu temasının temsilleri incelenmiştir. Tezin amacı Türkiye'de yoksulluk konusunun sinemada dönemsel olarak değişimini aktararak, günümüz sinemasında kent ve kadın yoksullaşmasının temsilinin dönüşümünü ortaya koymaktır. Bu tezde ülkenin geçirdiği sosyal ve siyasal değişimlerin ardında yoksulluk ve yoksunluk sarmalında giderek görülmez hale gelen 'zerreleşen' kadın temsilleri analizlerin temelini oluşturacaktır. Diane Pearce'ın (1978) ortaya attığı 'yoksulluğun kadınlaşması' ve Peter Townsend'in (1979) 'göreli yoksulluk' kuramları çerçevesinde, kadınların kentteki yoksulluğunu tartışacağım. Anahtar Sözcükler: Yoksulluk, Kent yoksulluğu, Kadın yoksulluğu, Türkiye sinemasında yoksulluk
  • Master Thesis
    Fılm Noir'ın Türk Sinemasındaki Yapısal Değişimi: Üç Tekerlekli Bisiklet ve Üç Maymun Karşılaştırması
    (Kadir Has Üniversitesi, 2019) Tombul, Alper; Bayraktar, Gülümser Deniz
    Kara film, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası ABD'de yaşanan sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel olayların bir sonucu olarak Hollywood sinemasında ortaya çıkmıştır. Tema olarak merkezine 'suç, ahlâk, etik, doğru-yanlış, iyi-kötü, varoluş, kimlik' gibi kavramları alarak, içinde bulunduğu düzene ve bireyin kendisine karşı eleştirel bir duruşta konumlanmıştır. Fransız eleştirmenler tarafından keşfedilen bu filmler birçok sinema akımından, felsefi düşünceden ve sinematografik gelişmeden etkilenmiş; bunun sonucunda geleneksel anlatı kalıplarının tersine, farklı teknikler deneyerek kendi sinema dilini oluşturmayı başarmıştır. Kara film, Türk sineması içinde kendisini, Ömer Lütfi Akad, Memduh Ün ve Osman Seden ile birlikte 1950'li ve 1960'lı yıllarda göstermeye başlamıştır. Bu dönemdeki kara filmlerde Hollywood'daki benzerlerinden farklı olarak toplumsal gerçekçilik ve Türk sinemasında her zaman ilgi görmüş melodram etkisi daha fazla gözlemlenmiştir. 1980 darbesinin ise eleştirel bir duruşa sahip kara filmleri olumsuz anlamda oldukça etkilediğini; ama 1990 sonları kendini gösteren ve 2000lerde öne çıkan bağımsız sinema yönetmenleriyle biçimsel ve yapısal yönden güçlü kara film örnekleri verildiğini söyleyebiliriz. Bu çalışmada, kara filmlerin Türk sinemasındaki yansımaları incelenmiş ve belirlenen yıllar içindeki yapısal değişimi, başlıca öğeleri olan anti kahraman, femme fatale, sinematografi ve şehrin özellikleri dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Araştırma için Üç Tekerlekli Bisiklet (1962) ile Üç Maymun (2008) filmleri seçilmiştir ve Rick Altman'ın yapısalcı modellemesi, semantik ve sentaktik ikili tür yaklaşımı yöntem olarak seçilmiştir. Semantik olarak, anti kahramanların kişisel özellikleri, femme fatale figürleri, filmlerin sinematografisi, şehir/mekân özellikleri ve suçların türü incelenmiştir. Sentaktik olarak ise karakterlerin tutumu ile hikâyelerin gelişimi ve sonu çözümlenmiştir. Seçilen yöntemle incelenen filmler sonucunda, ülkemizdeki kara filmlerin yapısının Hollywood'daki eşdeğerlerine göre daha küçük çapta değiştiği kanısına varılmıştır. Bu değişimler, anti kahraman ve hikâyenin sonu gibi yönlerden Hollywood'daki kara filmlerin dönemsel değişimine benzerlik gösterirken; femme fatale ve şehir gibi yönlerden ise dönemin ülke koşullarına, durum ve olaylarına göre gerçekleşmiştir. Anahtar Sözcükler: Kara Film, Üç Maymun, Üç Tekerlekli Bisiklet, Semantik, Sentaktik, Ömer Lütfi Akad, Nuri Bilge Ceylan, Anti Kahraman, Femme Fatale, Türk Sineması
  • Master Thesis
    Ergenin "beden"iyle aradığı imkan
    (Kadir Has Üniversitesi, 2013) Doğan, Can Merdan; Bayrakdar, Gülümser Deniz
    Reha Erdem Sineması, Türkiye'de keşfi uzun sürecek bir yolculuğa benziyor. Erdem'in sineması elindeki malzemeyi iyi tanır. Biçimin olanaklarını, karakterin dünyası için harekete geçirir. Reha Erdem filmlerinde, ergenlik süreci, hem geçiş süreci olduğu hem de yetişkinlerin ve iktidarın dünyasıyla uyumsuz olduğu için, gelecek tahayyülleri bakımından bir imkan taşır. Ergenin isyanı, filmin dünyasında, farklı bir dünyanın varlığını da sınar. Tezin amacı, imkanın ne olduğunu ergenin bedeni üzerinden sorarak bu sorunun cevabını aramaktır.
  • Master Thesis
    Bir umut
    (Kadir Has Üniversitesi, 2017) Uzun, Emre; Bayraktar, Gülümser Deniz
    Bu tez calismasinda Bir Umut isimli kisa film cekilmistir. Bir Umut genel olarak dram filmi kategorisine girmekle birlikte “ask” “tesaduf” ve “umut” temalarini da icinde barindirmaktadir. Filmin ana karakteri Umut 20’li yaslarinda bir genctir. Gorme yetisini yavas yavas kaybetmektedir. Agabeyi Cengiz kardesinin bu durumunu abartmakta ve bakimini ustlenmek istemektedir. Film Umut’un komsusu Muzeyyen’e olan saf aski sevdigi kadini hayatinda tutma cabasi ve agabeyiyle olan iliskisini anlatan kurmaca bagimsiz bir kisa filmdir.
  • Master Thesis
    Agnès Varda and Essay film
    (Kadir Has Üniversitesi, 2021) Kaplama, Aslıhan Zeynep; Bayrakdar, G. Deniz
    In this thesis study, I explore the essay film as a form, specifically in the cinema of Agnès Varda. By demonstrating how Varda practices essayistic filmmaking, I discuss some definitions and characteristics of the essay film. Since the essay film crosses the boundaries and manages to take place either outside the scope of documentary or fiction, I discuss the essay film as an autonomous form instead of integrating it within the field of documentary filmmaking. I examine Varda's essayistic filmmaking practices through the instrumentality of essay film theory, which takes its source from the literary tradition and flourishes through analyzing the cinematic essay that combines the verbal and the visual in its unique structure. I focus on the film Visages Villages (2017) in terms of how the essay film blurs fact and fiction, objectivity and subjectivity, and establishes a dialogical (Bakhtin, 1929) relationship between spectator and image. Before analysis of the film, I present an overview of the historical background of the essay film practices and essay film theory, and draw an analogy between the avant-garde roots of the essay film and the position of Varda in the 1950s avant-garde cinema and the French New Wave movement. The focus of my thesis also follows an essayist approach, shifting between theories, film history, and Agnès Varda's personal story. Since Varda's essayist filmmaking merges documentary and fiction, still and moving images, reality and illusion, past and present on the surface of photographs/murals and her own filmic journey, the analysis of Visages Villages allows me to examine - in addition to essay film theory - intertextuality, landscape in the cinema, and the pastness and presentness of photographic and moving images.
  • Master Thesis
    Bu Çağrıya Cevap Ver Yeniden Yapımlarda Kahramanın Cinsiyet Değişimi ve Kadın Temsili: Ghostbusters Analizi
    (Kadir Has Üniversitesi, 2021) Yiğit, Baran Cem; Bayrakdar, G. Deniz
    In this study, how female characters are represented in a popular Hollywood movie and in the remake of this movie is examined. In this context, the main question of the study has been whether this is the main purpose of gender-swap reboots, which at first glance seems to be a move to increase the representation of women in cinema, and whether it affects the representation positively both numerically and qualitatively. On the theoretical basis of the study, together with the studies on the concept of representation; Studies on marginalization and gender representations, representation of the other in cinema and gender representations are included. Not only gender but also racial representations were evaluated, and previous studies on classical hero narratives and remakes were also included in order to get to the basis of the narrative structure of the films. In the light of these theoretical foundations, content analysis has been made on the films and many elements such as character construction, symbols and dialogues have been analyzed. In the analysis of the films, apart from gender and minority representations, some marketing strategies in the films and the messages in the subtexts were also interpreted. In the conclusion part, it has been determined that the aim of gender-swap reboots in this movie example is to create discourses that appeal to the ideologies that dominate the political and social environment of the period, or to achieve box office success with productions that will be embraced by those who belong to these ideologies but will be criticized by those from the segments with opposing ideologies. It is among the findings that the primary aim is to benefit from the binary polarization created by the current political environment instead of increasing the number and quality of women's representation in cinema, and that they exhibit a structure that does not diverge from the classical discourses that marginalize or stereotype. Keywords: Represantation, Gender, Feminist Theory, Queer Theory, Remakes, Reboots.
  • Master Thesis
    Borders as Blackholes: Contemporary Migratory Films in Turkey
    (Kadir Has Üniversitesi, 2016) Ayata, Azra; Bayrakdar, Gülümser Deniz
    European Union integration process foresees harmonization of nation-state's migration and asylum systems. In this sense, border controls are strengthened and non-European countries are included in these border regimes. As a candidate country, Turkey's migration and asylum system shows changes. As a result of these policies, new transition spaces, structures and definitions are generated. In accordance with changing socio-political environments; cinema reflects these changes. In this thesis, primarily focusing on Kumun Tadı (Melisa Önel, 2013) and Rıza (Tayfun Pirselimoğlu, 2007), I will examine how these films question produced structures and definitions of migration. In this sense, they offer "critical sites" to those newly established spaces.
  • Master Thesis
    Luis Buñuel Sinemasında Tekrar Eden Temalar
    (Kadir Has Üniversitesi, 2018) Çücük, Emre; Bayraktar, Gülümser Deniz
    Sürrealizmin temelleri iki dünya savaşı arasında 1924 yılında André Breton'un yayınladığı birinci bildirge ile atılmıştır. Akımın yayılmasının etkisiyle farklı sanat dallarına mensup sanatçılar kendilerini sürrealist yöntemlerle ifade etmeye çalışmıştır. Bu sanat dallarından birisi de sinemadır. Bu çalışmada sürrealist sinemanın en ünlü yönetmenlerinden Luis Buñuel'in filmlerine tekrar eden temalar üzerinden yaklaşılmaktadır. Luis Buñuel sinemasında sürrealist tavrını sergileme yöntemlerinden birisi de kullandığı temalardır. İkinci Avangart Döneme denk gelen filmleri; Bir Endülüs Köpeği (1929), Altın Çağ (1930) ile son dönem üç filmi olan Burjuvazinin Gizli Çekiciliği (1972), Özgürlük Ruhu (1974) ve Arzunun o Belirsiz Nesnesi (1977) filmlerinde kötülük, cinsellik, din ve burjuvazi eleştirisi tekrar eden temaları oluşturmaktadır. Buñuel filmlerinde temaları sürrealist öğeler ile kurduğu yapı üzerinden ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca temaları oluştururken psikanaliz, felsefe, edebiyat, sosyoloji ve politikadan da esinlenmektedir. Özellikle Sigmund Freud'un psikanaliz teorilerine ve sosyal sorunlarda Karl Marx'ın görüşlerine sıklıkla filmlerinde yer vermektedir. Buñuel filmlerinde sinemanın formal tekniklerini de etkin bir şekilde kullanmaktadır. Özellikle kurgu yapıları ve ses tasarımları filmlerinde sürrealist sinema anlayışını ortaya çıkarmakta önemli faktörlerdir.
  • Master Thesis
    İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Kamuoyu Önderlerine Yönelik Halkla İlişkiler Çalışmaları: Davetiyeler Aracılığıyla Ölçümleme
    (Kadir Has Üniversitesi, 2009) Ugursoy, Ahu Samav; Bayraktar, Gülümser Deniz
    Afiş broşür dergi davetiye gibi basili araçlar bir işletmenin bir kuruluşun kendini tanıtmak imajini hedef kitleye benimsetebilmek için kullanığı akla gelen ilk halkla ilişkiler araçlarıdır. Bu çalışmada Ocak 2007-Mart 2009 tarihleri arasında İBB'nin düzenlediği sanatsal ve kültürel etkinliklerin ve açılış kutlama gibi organizasyonların kamuoyu önderlerine duyurulması için gönderilmiş olan davetiyelerin içerik analizinden yola çıkılarak söylem analizinin yapılması amaçlanmaktadır. İBB'nin kamuoyu önderlerine yönelik halkla ilişkiler çalışmaları değerlendirilmiştir. Bu tarih aralığının secilmesinin nedeni Belediye.nin 2007 yilinda kendine yeni bir stratejik hedef belirlemis olmasidir. Yerel secimler 29 Mart 2009 tarihinde yapilmistir. Bu tarihe kadar ÝBB.nin davetiyeleri arsivlenerek incelemeye dahil edilmistir. calismada ÝBB.nin davetiyeler araciligiyla 2007-2011 yili stratejik planinda belirledigi hedefler dogrultusunda Ýstanbul.da bulunan universiteler kamu kuruluslari ve sivil toplum kuruluslari gibi toplumsal erk sahiplerine ulasmak icin nasil bir soylem kullandigi arastirilmistir.