Yardım, Mehmet Ertan

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Mehmet Ertan Yardım
M. Yardım
Yardım, MEHMET ERTAN
Yardim,Mehmet Ertan
Yardım, M.
YARDIM, Mehmet Ertan
Yardım, Mehmet Ertan
Yardım, M. E.
Yardim, Mehmet Ertan
Yardim,M.E.
M. E. Yardım
Y.,Mehmet Ertan
YARDIM, MEHMET ERTAN
Mehmet Ertan YARDIM
Mehmet Ertan, Yardim
MEHMET ERTAN YARDIM
Yardım,M.E.
Y., Mehmet Ertan
Yardım, M. Ertan
Yardım, M. Ertan
Yardım, M. Ertan+
Job Title
Dr. Öğr. Üyesi
Email Address
ertany@khas.edu.tr
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

14

Articles

3

Citation Count

0

Supervised Theses

11

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 10 of 14
  • Master Thesis
    İs Uyusmazliklarinda Belirsiz Alacak Davasi
    (Kadir Has Üniversitesi, 2018) Halis, Canan; Yardım, Mehmet Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    Bu calismanin konusunu is uyusmazliklari bakimindan belirsiz alacak davasinin incelenmesi olusturmaktadir. calismamizda belirsiz alacak davasinin kosullari belirsiz alacak davasinin acilma usulu belirsiz alacak davasinda talep artirimi belirsiz alacak davasinin sonuclari inceleme konusu yapilmis ve is uyusmazliklarindan kaynakli alacaklarin belirsiz alacak davasina konu edilip edilmeyecegi ayrintili olarak mevzuat doktrin ve yargi kararlari cercevesinde aktarilmistir.
  • Master Thesis
    Ticari Uyuşmazlıklarda Zorunlu Arabuluculuk Usulü
    (Kadir Has Üniversitesi, 2020) Memiş, Abdullah Berat; Yardım, Mehmet Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    Population growth, technological developments and the accelerating pace of daily life have all contributed to increases in interpersonal confrontations of benefits and therefore a rise in the figure of disputes. The increase in the number of disputes have led people to find methods for resolving disputes outside court litigation, and alternative dispute resolution procedures have begun to be used in the resolution of disputes. Mediation, a significant method of alternative dispute resolution, has started to be used in our country according to the Law on Mediation in Civil Disputes no. 6325. Mediation has become a precondition for litigation in some labor lawsuits, as of 25.10.2017 as per the Labor Courts Law no. 7036. Mediation as a precondition for litigation has been referred to as mandatory mediation. Mandatory mediation has become mandatory in some commercial disputes as of 01.01.2019, as per the article 5/A introduced to the Turkish Commercial Code no. 6102, with the Law no. 7155 on the Initiation of Enforcement Proceedings Regarding Monetary Claims Arising From Subscription Agreements. The subject of this research is mandatory mediation, determined to be a precondition for litigation in some commercial disputes.
  • Article
    İİK M. 292 ÇERÇEVESİNDE KONKORDATO MÜHLETİNİN KALDIRILMASI PROSEDÜRÜ
    (2020) Yardım, M. Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    İİK m. 292’de mühletin kaldırılması sebepleri birbirinden bağımsız olarak ve sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Özelikle konkordatonun başarı ihtimali doktrinde ve uygulamada yer yer duraksamalara sebep olmaktadır. Gerçekten de konkordatonun başarı ihtimalinin değerlendirilmesiİİK m. 292 uygulaması kadar İİK m. 289 uygulaması ile de doğrudanilgilidir ve konkordato süreci bakımından belirleyicidir. Her iki hüküm(İİK m. 292 ve 289) beraber değerlendirmeye ve uyumlu şekilde anlaşılmaya müsaittir. Buna karşılık, özellikle İİK m. 292, m. 308 ve m. 177beraber değerlendirildiğinde ciddi çelişki ve uyumsuzluklar göze çarpmaktadır. Bu bağlamda, İİK m. 308’de yer verilen, doğrudan doğruyaiflas sebeplerinden birinin mevcut olması şartının Kanun’dan çıkartılması düşünülmelidir.
  • Doctoral Thesis
    Arabuluculuk Faaliyetinin Anlaşma ile Sona Ermesi
    (2024) Kahraman, Sibel Terzi; Yardım, Mehmet Ertan; Yardım, Mehmet Ertan; Sarısözen, Murat Serhat
    Arabuluculuk kurumundan beklenen avantajların ortaya çıkabilmesi arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması ile mümkündür. Mevzuatta sürekli değişiklikler meydana gelmekte ve kurumun kapsamına aldığı uyuşmazlıklar hızla genişletmektedir. Uygulamanın yerleşmesi ve zaman zaman doktrinde görüş ayrılıkları yaşanması kaçınılmazdır. Mevzuatta daha detaylı ya da değiştirilerek düzenlenmesine ihtiyaç duyulan alanlar bulunmaktadır. Tez, mevzuatta yapılan son düzenlemeleri de kapsayarak anlaşmayı tüm yönleriyle ele almayı ve kurumun daha iyi anlaşılmasına hizmet etmeyi amaçlamaktadır. Yapılan bu çalışmanın ilk bölümde arabuluculuğun kurumsal çerçevesi ortaya konulmuştur. Bu bölümde amaç arabuluculuk kurumunu ve arabuluculuk faaliyetinin işleyişini anlatabilmektir. Bu amaçla arabuluculuğun kapsamı, türleri, arabuluculuğun karşılaştırmalı hukukta ve Türk hukukunda gelişimi, yargı ve tahkimden farkı, med-arb uygulaması anlatılmıştır. İkinci bölümde sona erme halleri tek tek ele alınmış, sona erme hallerinin mevzuatta dağınık halde düzenlendiği hususuna dikkat çekilmiş ve başkaca sona erme halleri de dikkate alınarak tek bir madde halinde düzenlenebilmesi hususu önerilmiştir. Arabulucunun, faaliyeti sona erdirme yönünde inisiyatif almasının sona erme hali olarak düzenlenmesi yönünde de öneri getirilmiştir. Üçüncü bölümde anlaşmanın terminoloji sorununa ve benzer kavramlardan farkına değinilmiştir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın esaslı unsurları tespit edilmiştir. Bu kapsamda, sözleşme serbestisi, şarta bağlı edim düzenlenip düzenlenemeyeceği gibi önemli hususlara yer verilmiştir. Anlaşmanın nasıl düzenleneceğine ilişkin öneride bulunulmuştur. Anlaşmanın hukuki niteliği, anlaşılan hususlara karşı dava açılamayacağı, anlaşmanın hukuka uygun düzenlenmediği takdirde karşılaşılabilecek sonuçlar anlatılmış ve anlaşmanın arabuluculuğa elverişli olmamasına rağmen düzenlenmesi, dava şartı kapsamına girmeyen bir hususta faaliyetin yürütülmesi ve anlaşmaya varılması, yanlış dava türünden yapılan başvuru sonucu anlaşmaya varılması, arabulucunun uzmanlık alanına girmeyen bir konuyla ilgili anlaşma sürecini tamamlaması, hukuka uygun arabuluculuk faaliyeti yürütülmemesi sonucunda anlaşmaya varılması, arabulucunun arabuluculuktan çekilmesi gerekirken yine de anlaşma yapması gibi anlaşmadan kaynaklı sorunlara yer verilmiştir. Dördüncü bölümde anlaşmanın yerine getirilmemesi durumunda icra edilebilirlik şerhi alınması hususu, mahkemeye başvuru, yargılama usulü, mahkemenin incelemesi, şarta bağlı olarak yapılan anlaşmaya şerh verilmesi, icra edilebilirlik şerhi alınan anlaşmanın icrası, anlaşmayla ilamlı ve ilamsız takip yapılması gibi önemli hususlar ele alınmıştır. Son olarak, arabuluculuk sonucunda elde edilen uluslararası ticari anlaşmaların icra edilmesini kolaylaştırması amacıyla hukukumuzda da kabul edilen Singapur Konvansiyonu incelenmiştir.
  • Master Thesis
    Medeni Usul Hukuku'nda delil tespiti
    (Kadir Has Üniversitesi, 2017) Yaşasin, Ali; Yardım, Mehmet Ertan; Yardim, Mehmet Ertan
    Delil tespiti, bir geçici hukuki korumadır. Bu kurum, davadan önce veya dava sırasında delillerin emniyet altına alınmasını amaçlar. Delil tespitinin konusunu deliller ve maddi vakıalar oluşturur. Bir usul işlemidir ve delil tespiti kararı, bir ara karardır. Bu kurum, niteliği itibariyle tespit davası, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve noterlerin yaptığı tespit işlerinden farklıdır. Delil tespitinde görevli ve yetkili mahkemeler Kanun'da özel olarak düzenlenmiştir. Delil tespiti talebi, esas davanın taraflarınca bir dilekçe ile görevli ve yetkili mahkemeye yapılır. Delil tespiti talep edilebilmesi için talep eden tarafın, açılmış veya açılacak davada taraf olması, delil tespitinin yapılmasında hukuki yararının bulunması ve gider avansını yatırmış olması gereklidir. Bunun yanında tespit edilecek deliller çekişmeli bir vakıaya ilişkin olmalı ve bu delillerin esas davada incelenmesine geçilmemiş olmalıdır. Delil tespiti kararına itiraz mümkünden; delil tespiti talebinin reddine itiraz mümkün değildir. Delil tespiti kararı, delil tespiti talebi dilekçesiyle birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. Bu şekilde karşı taraf tespitin icrasında hazır bulunmaya çağrılır. Fakat acele hallerde delil tespiti kararı tebliğ edilmeksizin karşı taraf hazır bulunmadan tespitin icrası gerçekleştirilir. Bu durumda delil tespiti kararı, delil tespiti talebi dilekçesi ve tespitin icrasına ilişkin tutanak ve raporlar karşı tarafa tebliğ edilir ve itirazı varsa belirtilen sürede itiraz etmesi gerektiği ihtar edilir. Delil tespitinin icrasına itiraz ancak acele hallerde mümkündür. Delil tespiti icra edilirken hazır bulunan karşı tarafa ayrı bir itiraz müessesesi Kanun'da düzenlenmemiştir. Delil tespiti dosyası davanın eki sayılır. Her iki taraf da yapılan delil tespitine delil olarak dayanabilir. Mahkeme de yapılan delil tespitinin hükme esas alabilir. Marka hukuku açısından da delil tespiti düzenlenmiştir. Buna göre, sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden bu fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini talep edebilir. Anahtar Kelimeler:Delil tespiti, tespit davası, İhtiyati tedbir, İhtiyati haciz, delil tespitine itiraz, delil tespiti kararının tebliği.
  • Master Thesis
    Ticaret ünvanı
    (Kadir Has Üniversitesi, 2013) Yardım, Mehmet Ertan; Bozbel, Savaş; Yardım, Mehmet Ertan
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 39 ilâ 52 nci maddelerinde düzenlenen ticaret unvanı, ticari hayatta kullanılan, taciri diğer tacirlerden ayırt etmeye hizmet eden, bu fonksiyonu ile diğer ayırt edici işaretlerden ayrılan bir tanıtıcı işaret ve ticari işletmenin malvarlığına dahil bir gayri maddi malvarlığı hakkı, TTK 'nın kabul ettiği terim ile bir "fikri mülkiyet hakkı" dır. Tezin amacı, TTK 'nın ticaret unvanına ilişkin düzenlemesinin, 6762 sayılı (eski) TTK'nın ilgili düzenlemesi ile karşılaştırılarak tanıtılması ve eski TTK'nın bu konudaki düzenlemesi ile ilgili Yargıtay içtihadının ortaya konulması, Yargıtay uygulamasında TTK ile getirilen değişiklik ve yeniliklerin ne gibi sonuçlar doğuracağının incelenmesidir. Bu amaçla Tezde; ilk olarak ticaret unvanı kavramı üzerinde durulmuş, sonra ticaret unvanının oluşturulması ve ticaret unvanı oluşturulduktan sonra meydana gelen birtakım değişikliklerin ticaret unvanına etkisi, kısaca ticaret unvanının değiştirilmeksizin kullanımına devam edilebileceği hallerden bahsedilmiş, bundan sonra ticaret unvanının kullanılmasında tescil ile birlikte kazanılan tekel hakkı, ticaret unvanı ticari dürüstlüğe aykırı bir şekilde başkası tarafından kullanılan kişiye tanınan dava hakları ve bildirim zorunluluğu ile TTK 'nın ticaret unvanına ilişkin hükümlerinin ihlali halinde uygulanacak yaptırımlar anlatılmıştır.
  • Doctoral Thesis
    Sınai Mülkiyet Kanununda İhtiyati Tedbirler
    (2023) Özbey, Can; Yardım, Mehmet Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    İhtiyati tedbirler sınai mülkiyet alanında yoğun olarak talep edilmekte ve uygulanmaktadır ve kanun koyucu, ihtiyati tedbirler bakımından Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 159. maddesinde özel bir düzenlemeye yer vermiştir. Buna göre, SMK ile korunan hakların sahipleri, söz konusu haklarının ihlal edildiğini veya ciddi ve yakın ihlal tehlikesi ile karşı karşıya olunduğunu yaklaşık olarak ispat etmeleri halinde gerek dava kapsamında gerekse dava açılmadan önce ihtiyati tedbir talebinde bulunabilirler. Maddede, tecavüz teşkil eden ürünlere ve bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara el koyulması ve bunların saklanması, tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması ve önlenmesi ve herhangi bir zararın tazmini açısından teminat verilmesi tedbirleri sınırlı sayıda olmayacak şekilde gösterilmiştir. Mahkeme, hükmün etkinliğini temin etmek üzere her türlü tedbire karar verebilir. Davanın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği yönündeki usul hukuku kuralı sınai mülkiyet alanındaki tedbirler bakımından yumuşatılmıştır. Ayrıca, her ne kadar SMK m.159 tecavüze dayalı davalar için kaleme alınmışsa da sınai mülkiyete dayalı diğer davalarda da muhtelif yönlerde ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. Konu, taraflar arasındaki menfaat dengesinin gözetilmesi ve bu bağlamda tedbir kararının ölçülülük ilkesi çerçevesinde ele alınması gereği, ispat araçlarının çeşitliliği, SMK m.159'da HMK'ya yapılan atıf gibi hususlarda da arz ettiği özellikler bakımından derinlemesine incelenmesi gereği duyulan bir konudur. Bu çalışmada, SMK m.159 hükmü; mülga KHK'lardaki durum gösterilerek, HMK'nın uygulama alanı bulan hükümlerine değinilerek incelenmiş; yargı kararlarına ve doktrin görüşlerine de yer verilmiştir. 2
  • Master Thesis
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Çerçevesinde Ticari Defterlerin İspat Gücü
    (Kadir Has Üniversitesi, 2020) Dengiz, Alinur; Yardım, Mehmet Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    Turkish Commercial Code remains silent on admissibility and strength of the commercial books as evidence. General preamble justifies this approach as modern commercial codes do not include procedural rules regarding the subject. Nevertheless, according to Turkish Code of Civil Procedure, which was enacted one day before the Commercial Code, the books which are set forth in the Commercial Code to be kept obligatorily, shall constitute evidence to ease, otherwise strict, rules of documentary proof. Obligatory commercial books to be kept by traders are specified by Commercial Code. Books of administrative nature, such as minute book, are all accepted as obligatory commercial books. Renvoi of the Code to Tax Procedure Law means that traders are also bound to keep books regulated therein. Considering that commercial books are, in fact, documents created by traders themselves, strict conditions are required for commercial books to constitute conclusive evidence in favour. Traders may only submit their commercial books, in order, as conclusive evidence if the opposite party of the litigation is also bound to keep commercial books. Moreover, the subject of the litigation must arise from a commercial transaction which, in principle, requires both parties to register it to their books. In cases where these prerequisites are not met, the weight of evidence of commercial books will not be conclusive. On the other hand, commercial books may constitute conclusive evidence against the trader without meeting the prerequisites thereto, since the Code of Civil Procedure permits anyone, whether trader or not, to base claims upon the commercial books of the trader. As per the amendments to the Code of Commerce entered into force on 28.07.2020, results of refusal to submit commercial books are now clearly indicated in the code. Moreover, same amendments now clarify the cases where no records related with the claim exist in the commercial books.
  • Master Thesis
    Sigortacılıkta Tahkimde Yargılama Usulü
    (Kadir Has Üniversitesi, 2019) Kozanhan, Ayşe Elçin; Yardım, Mehmet Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    Insurance arbitration is an alternative method of litigation at the public courts. It aims to resolve disputes rising out of insurance agreements more affectively and faster. Insurance arbitration is a highly preferred institution due to the belief that experts may conclude the case quickly, though it has its pros and cons. Nonetheless, it has come under criticism as a new institution leaving certain points with regard to litigation unclear. These points have been debated in principal as well. This study, firstly, gives an overview of the institution of arbitration and dwells on the provisions of civil procedures together with civil procedure in insurance arbitration. Secondly, it analyzes inspectors and arbitrators in insurance arbitration, period of litigation decrees buy judges and means of redress against court decrees.
  • Article
    Tüketici Mahkemelerinde Yargılama Giderleri ve Adli Yardım
    (2023) Yardım, M. Ertan; Yardım, Mehmet Ertan
    Devletin adalet hizmetini belirli bir harç veya masrafın ödenmesi karşılığında sunması temel hak ve özgürlüklere aykırı görülmemektedir. Özel hukuk uyuşmazlıklarında yargılama giderlerinin kısmen veya tamamen taraflara yüklenmesinin önemli işlevleri bulunmaktadır. Bu bağlamda, yargılama giderleri mahkemeye erişim hakkını ihlal edecek derecede yüksek olmamalı ancak yargılama giderlerinin işlevlerini ortadan kaldıracak kadar düşük olmamalıdır. Yargılama gider- lerinin çok yüksek olması mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde olduğu gibi şartları çerçevesinde adli yardım sağ- lanmaması da mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğindedir. Bu bağlamda, etkin bir adli yardım sağlanması adil yar- gılanma hakkının bir alt unsuru olarak bir insan hakkıdır. Tüketici mahkemelerinin yapısı itibariyle yargılama giderleri hakkında tüketicilere lehine çok sayıda özel hüküm ihdas edilmiştir. Harç muafiyeti, bazı yargılama masraflarının devlet tarafından karşılanması, itiraz yargılamasında karşı taraf vekalet ücretinin tüketici lehine indirilmesi gibi özel hükümle- ri çalışmamız kapsamında ele alacağız. Bununla birlikte, tüketici mahkemelerinde adli yardıma dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu bağlamda, bu hususa dikkat çekerek bazı önerilerimizi ve düşüncelerimizi paylaşacağız.