Ucal, Meltem ŞengünAn, NazanKurnaz, Levent2020-08-252020-08-25201731302-32841308-09111302-32841308-0911https://hdl.handle.net/20.500.12469/3251https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/275758İklim değişikliği günümüzde tüm dünya üzerinde etkili olmakla birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerde bölgesel bazda daha önemli etkilere sahip, gelecekte de ekosistem hizmetleri aracılığıyla insanlığı ciddi şekilde tehdit etme potansiyeli bulunan küresel bir sorundur. İklim değişikliğine büyük ölçüde insan aktivitelerinin yol açtığı düşünüldüğünde, iklim değişikliğinde ekonomik aktivitelerin rolünün tartışılmaz olduğu açıktır. Küresel nüfus artışına bağlı olarak ekonomik aktivitelerde de artış yaşanacağı ifade edilmektedir. Özellikle büyüme odaklı ekonomilerde ekonomik büyümenin sağlanması yönünde gerçekleştirilen ve nüfus artışıyla birlikte daha da artacağı düşünülen ekonomik aktivitelere bağlı fosil yakıt tüketimi ve arazi kullanımı değişikliği sonucu atmosferdeki sera gazı konsantrasyonu artmaktadır ve gelecek birkaç on yılda çok daha artması beklenmektedir. Ekonomik büyümenin istikrarlı bir şekilde devam ettirilebilmesi paralelinde doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin sağlanması da büyük önem taşımaktadır. Ekonomik büyümenin hız kesmeden devam edeceğini varsaydığımızda çevresel sınırlamaların varlığını da dikkate almamız ve kaynakları sürdürülebilir hale getirmemiz gerekmektedir. Sürdürülebilir bir kaynak kullanımı da ancak kaynak kullanımının ekonomik büyümeden ayrıklaştırılması yoluyla mümkün görünmektedir ve bu kavram küresel kaynak akışı paralelinde dikkat edilmesi gereken bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışmamız bu temel üzerine kurulmuştur. Makale, ayrıklaştırmanın önemini vurgulamakta ve ayrıklaştırmayı her yönüyle ele almaktadır. Ayrıklaştırmanın nasıl ölçüldüğü ve ayrıklaştırma sürecinin nasıl izlenmesi gerektiği incelenerek, ayrıklaştırma açısından gelişmiş ülke ve gelişmekte olan ülke farklılıkları ve iklim değişikliği kapsamında ayrıklaştırma süreci değerlendirilmiştir.Climate change is a currently global issue having more significant impacts on a regional basis particularly in developing countries, with serious potential threats on humankind through the ecosystem services in the future. Considering climate change is presumably caused by human activity, it is clear that the role of economic activity is undisputed. It is stated that there will be experienced an increase in the economic activities due to global population growth. In particular growth-oriented economies, atmospheric greenhouse gas level has been increased as a result of fossil fuel consumption and landuse change due to the economic activities carried out to ensure economic growth and it is expected more for several decades. Along with the continued economic growth in a stable manner, to ensure the sustainability of natural resources has the utmost importance. In other words, assuming that economic growth will continue unabated, we need to consider the environmental constraints and we need to make the resources sustainable. Sustainable resource use can also be possible through the decoupling of resource use from economic growth and this concept has been emerging as a concept that should be considered in the line of global resource flow. . This study is established on this basis. The article highlights the importance of decoupling and discusses in every aspect. The difference between developing and developed countries in terms of decoupling and decoupling process in the scope of climate change is evaluated by examining how to measure of decoupling and how it should be monitored.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessAyrıklaştırmaEkonomik Büyümeİklim DeğişikliğiDecouplingEconomic GrowthClimate ChangeİKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SÜRECİNDE EKONOMİDEKİ YENİ KAVRAMLAR VE YAKLAŞIMLARArticle373402319N/AN/A275758