Bağçeci, Hamide

Loading...
Profile Picture
Name Variants
Bağçeci, Hamide
H.,Bağçeci
H. Bağçeci
Hamide, Bağçeci
Bagceci, Hamide
H.,Bagceci
H. Bagceci
Hamide, Bagceci
Tacir, Hamide Bağçeci
Job Title
Email Address
Hamıde.tacır@khas.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
Scholarly Output

5

Articles

3

Citation Count

0

Supervised Theses

0

Scholarly Output Search Results

Now showing 1 - 5 of 5
  • Article
    Citation Count: 0
    YAŞAMA HAKKI KAPSAMINDA YAŞAMIN BAŞLANGICI
    (Marmara Üniversitesi Yayınları, 2013) Tacir, Hamide Bağçeci
    Yaşama hakkı bireylerin sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin başında gelmektedir. Öyle ki bu hakkın güvence altına alınmadığı sistemlerde diğer hakların tanınmasının ve güvence altına alınmasının bir anlamı olmayacaktır. Bu bağlamda, yaşama hakkının ne zaman başladığının tespit edilmesi de hukuksal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışma temel olarak embriyo veya cenin yaşama hakkının öznesi midir sorusuna ulusal ve uluslararası belgeler ışığında cevap arayacaktır.
  • Article
    Citation Count: 0
    BİYOTIP HUKUKU BAĞLAMINDA İNSAN ONURU KAVRAMINA GÜNCEL BİR BAKIŞ VE İNSAN GELİŞTİRME UYGULAMALARI KARŞISINDA İNSAN ONURUNUN KORUNMASI
    (Yeditepe Üniversitesi adına Prof. Sultan Tahmazoğlu Üzeltürk, 2018) Bağçeci, Hamide
    İnsanın sırf insan olması nedeniyle onura sahip olduğu kabul edilse de insan onuru kavramı üzerinde her zaman geçerli olan ve herkesin uzlaşacağı kesin bir tanımın yapılması olanaklı değildir. Kesin bir tanımın yapılması, insan onuru kavramının belli bir anlayış ya da dünya görüşüne bağlı kalması tehlikesinin yanı sıra, yeni ihlal olasılıkları karşısında korumasızlığını da beraberinde getirebilecektir. Nitekim Alman Federal Anayasa Mahkemesi, insan onurunun mutlak bir kavram olmadığını ve daima somut olay ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu çalışmanın amacı da, biyotıp uygulamaları karşısında insan onuruna verdiğimiz anlamı güncellemektir. Zira bugün biyotıp uygulamalar kapsamında yer alan düzenlemelerin temelinde bireysel onurun korunmasından çok “kolektif,” yani “insanlık onuru”nun korunması bulunmakta; insanlık, insan kimliği, insan hayatı, gelecek nesiller gibi daha soyut kavramlar merkeze alınmaktadır. Klasik bireysel insan onuru anlayışından türeyen bu yaklaşım, insan geliştirme yöntemleri, klonlama ve genetik müdahaleler gibi bazı teknolojilerin, insan türünün varlığına karşı tehdit oluşturduğu tartışmalarından kaynaklanmıştır.
  • Other
    Citation Count: 0
    "sosyal Devlet Kapsamında Çalışma Özgürlüğü ve Çalışma Hakkının Değerlendirilmesi"
    (Seçkin Yayıncılık, 2019) Bagceci, Hamide
    Sosyal ve ekonomik haklar, sosyal devletin gerçekleştirilmesinde büyük öneme sahiptir. Bu hakların amacı sosyal adaleti sağlamak, sosyal eşitsizliği azaltmak, toplum içinde yer alan zayıf ve güçsüz grupları korumak ve insanın onuruna uygun biçimde yaşamasını sağlamaktır. Bu bağlamda klasik haklardan farklı olarak sosyal haklar, devlete birtakım olumlu edimlerde bulunma görevi yükler. Nitekim 1982 Anayasası’nın 48’inci maddesinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme özgürlüğüne sahip olduğu, devletin, çalışanların yaşam seviyesini yükseltmek, çalışma yaşamını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. 49’uncu madde de ise çalışmanın herkesin hakkı ve ödevi olduğu belirtilmiştir. Öte yandan her ne kadar tekil biçimde ifade edilse de bu hakkı tamamlayan, anayasal güvenceye kavuşturulmuş birçok aracı hak da mevcuttur. Ücret hakkı, tatil hakkı, dinlenme hakkı, iş güvencesi, iş ve sosyal güvenlik hakları ile toplu olarak kullanılan sendikal haklar bu kapsamdadır. Bu çerçevede çalışmamızda öncelikle sosyal devlet anlayışı ışığında sosyal hakların gelişimi ve hukuki niteliği ele alınmış, daha sonra “çalışma özgürlüğü ve hakkı” Anayasa Mahkemesi kararlarıyla değerlendirilmiştir.
  • Article
    Citation Count: 0
    Anayasa, Kurucu İktidar ve Meşruiyet İlişkisi
    (Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020) Tacir, Hamide Bağçeci
    Anayasalar devletin temel kuruluşunu ve işleyişini düzenleyerek devlet organlarının yetki alanını belirler ve bireylerin devlete karşı sahip oldukları temel hak ve özgürlükleri güvence altına alırlar. Devlet yetkilerini normlar, değerler ve kurallar çerçevesinde belirleyen anayasalar bu yönüyle toplumsal sözleşme niteliğindedirler. Anayasayı oluşturan kurucu iktidarlar ise sadece devlet yapısını değil, aynı zamanda devletin siyasi kimliğini de biçimlendiren, anayasanın ve anayasanın üzerine inşa edildiği gücün ana kaynağıdır. Dolayısıyla anayasaların oluşum sürecinde geçirdiği aşamaların tümü, kurucu iktidar dahil, meşruiyet sorgusunu da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle çalışmada anayasa ve kurucu iktidar ilişkisi değerlendirilmeye çalışılmış, anayasaların oluşum sürecinde çeşitli biçimlerde ortaya çıkan meşruiyet tartışmaları ele alınmıştır.
  • review-article.listelement.badge
    Citation Count: 0
    Sosyal Devlet Kapsamında Çalışma Özgürlüğü ve Çalışma Hakkının Değerlendirilmesi
    (2019) Bağçeci, Hamide
    Sosyal ve ekonomik haklar, sosyal devletin gerçekleştirilmesinde büyük öneme sahiptir. Bu hakların amacı sosyal adaleti sağlamak, sosyal eşitsizliği azaltmak, toplum içinde yer alan zayıf ve güçsüz grupları korumak veinsanın onuruna uygun biçimde yaşamasını sağlamaktır. Bu bağlamda klasik haklardan farklı olarak sosyal haklar, devlete birtakım olumlu edimlerde bulunma görevi yükler. Nitekim 1982 Anayasası’nın 48’inci maddesindeherkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme özgürlüğüne sahip olduğu, devletin, çalışanların yaşam seviyesiniyükseltmek, çalışma yaşamını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliğiönlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağıdüzenlenmiştir. 49’uncu madde de ise çalışmanın herkesin hakkı ve ödevi olduğu belirtilmiştir. Öte yandan herne kadar tekil biçimde ifade edilse de bu hakkı tamamlayan, anayasal güvenceye kavuşturulmuş birçok aracıhak da mevcuttur. Ücret hakkı, tatil hakkı, dinlenme hakkı, iş güvencesi, iş ve sosyal güvenlik hakları ile topluolarak kullanılan sendikal haklar bu kapsamdadır. Bu çerçevede çalışmamızda öncelikle sosyal devlet anlayışıışığında sosyal hakların gelişimi ve hukuki niteliği ele alınmış, daha sonra “çalışma özgürlüğü ve hakkı” AnayasaMahkemesi kararlarıyla değerlendirilmiştir.