Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin İlgili Uluslararası Sözleşmeler ve 6284 Sayılı Kanun Çerçevesinde Değerlendirilmesi
Loading...
Files
Date
2020
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Kadir Has Üniversitesi
Open Access Color
OpenAIRE Downloads
OpenAIRE Views
Abstract
The purpose of writing this master's thesis is primarily to explain the gradual development of how violence against women and domestic violence are evaluated in human rights law. The legal framework on the prevention of violence against women and domestic violence in Turkey, which is regulated in parallel with international human rights law, is given under the second main title of the second part of the thesis. The main issue that the thesis seeks to put forward is how much respect is observed in the application of national law on violence against women and domestic violence and the international human rights law, which is a part of this law. After explaining the general concepts on the subject, the history of feminist theory is given until the end of the second wave. This is because a legal framework for the prevention of domestic violence is possible through public/private debates in radical feminist theory. However, since this study was conducted under the master of law program, positive developments in human rights law have been given place mainly. Developments in international positive human rights law are explained in historical order. The Istanbul Convention, which is a turning point in achieving a legal framework for the prevention and elimination of domestic violence, was taken as the starting point of the second part of the study. The binding effect of international human rights law on Turkish law was stated after the statements regarding the Istanbul Convention. Then the regulations in Law No. 6284 in national law were explained. The part that the thesis wants to put forward is; this is the section where the Law No. 6284 is evaluated in terms of implementation. It was found that the legal framework was largely in compliance with international standards, except for a few deficiencies, and that the main problem with national law is mainly due to implementation. In Turkey, where violence against women and domestic violence is very intense, the obligations related to prevention, protection and criminal liabilities arising from the Istanbul Convention and the law No. 6284 are not respected.
Bu yüksek lisans tezinin yazılmasının amacı; öncelikle, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin insan hakları hukukunda nasıl değerlendirildiğinin aşamalı gelişiminin anlatılmasıdır. Uluslararası insan hakları hukukuna koşut olarak düzenlenmiş Türkiye'deki kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine dair yasal çerçeveye tezin ikinci bölümünün ikinci ana başlığı altında yer verilmiştir. Tezin ortaya koymak istediği asıl konu ise kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddete dair ulusal hukuka ve bu hukukun bir parçası olan uluslararası insan hakları hukukuna uygulamada ne kadar riayet edildiğinin gözler önüne serilmesidir. Konuyla ilgili genel kavramların açıklanmasının ardından, ikinci dalganın sonuna kadar feminist teori tarihçesi verilmiştir. Bunun sebebi; ev içi şiddetin önlenmesinin yasal bir çerçeveye kavuşmasının, radikal feminist teorideki kamusal/ özel alan tartışmaları sayesinde mümkün olmasıdır. Ancak bu çalışma hukuk yüksek lisans programı altında yapılmış olduğundan ağırlıklı olarak pozitif insan hakları hukukundaki gelişmelere yer verilmiştir. Uluslararası pozitif insan hakları hukukundaki gelişmeler; tarihsel sırasına göre açıklanmıştır. Ev içi şiddetin önlenmesi ve bertaraf edilmesinin hukuki bir çerçeveye kavuşmasında bir dönüm noktası olan İstanbul Sözleşmesi; çalışmanın ikinci bölümünün başlangıç noktası olarak alınmıştır. İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin açıklamaların ardından uluslararası insan hakları hukukunun Türkiye hukukundaki bağlayıcı etkisi belirtilmiştir. Ardından ulusal hukuktaki 6284 sayılı Kanun'daki düzenlemeler açıklanmıştır. Tezin asıl ortaya koymak istediği bölüm ise; 6284 sayılı Kanun'un uygulama açısından değerlendirildiği bölümdür. Yasal çerçevenin birkaç eksik dışında uluslararası standartlarla büyük ölçüde uyumlu olduğu ulusal hukukla ilgili temel sorunun daha ziyade uygulamadan kaynaklandığı saptanmıştır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin çok yoğun olarak yaşandığı Türkiye'de gerek İstanbul Sözleşmesi'nden gerek 6284 sayılı Kanun'dan kaynaklı; önleme yükümlülüğüne, koruma yükümlülüğüne ve cezai yollara ilişkin yükümlülüklere riayet edilmemektedir.
Bu yüksek lisans tezinin yazılmasının amacı; öncelikle, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin insan hakları hukukunda nasıl değerlendirildiğinin aşamalı gelişiminin anlatılmasıdır. Uluslararası insan hakları hukukuna koşut olarak düzenlenmiş Türkiye'deki kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine dair yasal çerçeveye tezin ikinci bölümünün ikinci ana başlığı altında yer verilmiştir. Tezin ortaya koymak istediği asıl konu ise kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddete dair ulusal hukuka ve bu hukukun bir parçası olan uluslararası insan hakları hukukuna uygulamada ne kadar riayet edildiğinin gözler önüne serilmesidir. Konuyla ilgili genel kavramların açıklanmasının ardından, ikinci dalganın sonuna kadar feminist teori tarihçesi verilmiştir. Bunun sebebi; ev içi şiddetin önlenmesinin yasal bir çerçeveye kavuşmasının, radikal feminist teorideki kamusal/ özel alan tartışmaları sayesinde mümkün olmasıdır. Ancak bu çalışma hukuk yüksek lisans programı altında yapılmış olduğundan ağırlıklı olarak pozitif insan hakları hukukundaki gelişmelere yer verilmiştir. Uluslararası pozitif insan hakları hukukundaki gelişmeler; tarihsel sırasına göre açıklanmıştır. Ev içi şiddetin önlenmesi ve bertaraf edilmesinin hukuki bir çerçeveye kavuşmasında bir dönüm noktası olan İstanbul Sözleşmesi; çalışmanın ikinci bölümünün başlangıç noktası olarak alınmıştır. İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin açıklamaların ardından uluslararası insan hakları hukukunun Türkiye hukukundaki bağlayıcı etkisi belirtilmiştir. Ardından ulusal hukuktaki 6284 sayılı Kanun'daki düzenlemeler açıklanmıştır. Tezin asıl ortaya koymak istediği bölüm ise; 6284 sayılı Kanun'un uygulama açısından değerlendirildiği bölümdür. Yasal çerçevenin birkaç eksik dışında uluslararası standartlarla büyük ölçüde uyumlu olduğu ulusal hukukla ilgili temel sorunun daha ziyade uygulamadan kaynaklandığı saptanmıştır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin çok yoğun olarak yaşandığı Türkiye'de gerek İstanbul Sözleşmesi'nden gerek 6284 sayılı Kanun'dan kaynaklı; önleme yükümlülüğüne, koruma yükümlülüğüne ve cezai yollara ilişkin yükümlülüklere riayet edilmemektedir.