Yabancı Diller Yüksekokulu
Permanent URI for this collectionhttps://gcris.khas.edu.tr/handle/20.500.12469/84
Browse
Browsing Yabancı Diller Yüksekokulu by Author "Şişmanoğlu Şimşek, Şehnaz"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: 1"19. YÜZYIL YUNAN HARFLİ TÜRKÇE (KARAMANLICA) GAZETE VE SÜRELİ YAYINLARDA DİL TARTIŞMALARI"(Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2019) Şişmanoğlu Şimşek, Şehnaz19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren din dışı yayıncılığın yaygınlaşmaya başladığı Yunan harfli Türkçede (Karamanlıca), özellikle gazete ve süreli yayınlarda; editöryel açıklamalar, okur mektupları, tefrika mukaddimeleri gibi yazılarda dil meselesinin gündemde olduğu görülmektedir. Bu meselenin çoğunlukla dilde sadeleşme meselesi, Türkçenin Anadolulu Ortodokslara örgün olarak öğretilmesi, lisan-ı Osmanî’nin devlet kademelerinde yer bulmak üzere gerekliliği, kimi zaman lisan-ı millî ya da lisan-ı maderî olarak tanımlanan Yunancanın Anadolululara kazandırılması gibi başlıklar etrafında tartışıldığı söylenebilir. Bu makalede bütün bu meselelerin söz konusu yayınlarda nasıl ele alındığı üzerinde durulacak ve bu meselelerin Anadolulu Ortodoksların kendi kimlik tanımlarıyla nasıl ilişkili olduğu tartışılacaktır.Article Citation Count: 0HALİT ZİYA ÖYKÜLERİNDE YAZMA EDİMİ(Cengiz Alyılmaz, 2019) Şişmanoğlu Şimşek, ŞehnazHalit Ziya Uşaklıgil, yazdığı yüz elliye yakın öyküsüyle, modern Türkçe öykünün önemli isimlerinden biri olmasına rağmen büyük ölçüde romanları ile öne çıkarılan bir yazar olagelmiştir. Bu çalışmanın amacı Halit Ziya öykülerinde ―modern birey olma hali‖nin ―yazma edimi‖ üzerinden nasıl temsil edildiği, özellikle ben-anlatıcının günlük, mektup ve anı defterlerini kullanarak iç dünyasını okura nasıl aktardığı, bu aktarmayı, temsili nasıl sorunsallaştırdığı ve bütün bunların geleneksel hikâye anlatıcılığından nasıl ayrıştığını çözümlemektir. İncelenen öykülerde bazı anlatısal özellikler tekrar eden bir yapıya sahiptir. Bu yapının şu üç temel özelliği mevcuttur: a) Birçok öykü, günlük-mektup ya da anı biçiminde ben-anlatıcı kullanılarak yazılmıştır, b) bu anlatıların genelinde çerçeve hikâye kullanılarak bir başka ben-anlatıcı anlatılanları nakletme işlevini yüklenir 3) anlatı içerisindeki çoğu ―yazma edimi‖ eksik ve tamamlanmamış olmalarıyla dikkat çeker. İncelemede ortaya konan bu üç noktanın Halit Ziya yazınında geleneksel hikâye anlatıcısının dönüşüme uğratılmasına, anlatmanın, yazmanın ve temsilin sorunsallaştırılmasına karşılık geldiği öne sürülmektedir.Article Citation Count: 1İMPARATORLUĞUN “EN UZUN ON YILI”NI YAZMAK: ÖMER SEYFETTİN HİKÂYELERİNDE FARKLI “ON TEMMUZ”LAR(Mehmet Dursun ERDEM, 2014) Şişmanoğlu Şimşek, ŞehnazÖmer Seyfettin, 36 yıllık kısa yaşantısına yedi ciltlik büyük bir külliyatı oluşturacak kadar makale ve öykü sığdırmıştır. Seyfettin’in kısa ama verimli yazarlık yaşamında II. Meşrutiyet’in ilanının (Hicri, 10 Temmuz 1324), ya da bazılarının isimlendirdiği gibi 1908 Devrimi’nin ve sonrasındaki gelişmelerin büyük etkisi vardır. Ömer Seyfettin’in 1902’de başladığını söyleyebileceğimiz yazarlık yaşantısında ana malzemelerinden biri; Meşrutiyet, İttihat ve Terakki Cemiyeti ve onun çevresinde dönen düşünce akımları olmuştur. Yazar, önceleri bir asker sonra ise bir “muharrir” ve “öykücü” olarak hem bu süreçte görev almış hem de yazdığı makale ve öykülerle bu sürece yön vermiştir. Bu çalışmada Ömer Seyfettin’in bazı makaleleri ve öyküleri seçilerek, 1908’de ilan edilen Meşrutiyet’e, İttihat ve Terakki’ye ve İttihatçılara ilişkin görüşleri irdelenmiş ve bu görüşlerin ardındaki dinamikler ortaya konmaya çalışılmıştır. Meşrutiyetin ilanı sonrasındaki sıcak günleri Rumeli’de bir asker olarak yaşayan Ömer Seyfettin’in askerlikten ayrılarak Selanik’e gelmesiyle İttihat ve Terakki’yle olan ilişkisinin de kuvvetlendiği görülmektedir. Özelikle “Yeni Lisan” hareketinin teorisyenlerinden biri olarak Genç Kalemler dergisinin önemli isimlerinden biri olan yazar, bu dergi vesilesiyle sunduğu katkılarla da Cemiyet’in 1908 sonrası kültürel programının oluşmasında söz sahibi olmuştur. Ancak Seyfettin’in Meşrutiyet’e, İttihat ve Terakki’ye ve İttihatçılığa bakışının değişmeden kaldığı, her zaman Parti’nin ideallerini paylaştığı ve desteklediği söylenemez. Bu çalışma kapsamında çeşitli dönemde yazdığı makalelere ve öykülere baktığımızda yazarın kimi zaman İttihatçıları ve ideallerini ateşli bir biçimde savunduğu, kimi zaman da değişen konjonktürle birlikte onları şiddetli bir biçimde eleştirdiği görülmektedir. Elbette, 1908’den 1918’e kadar, Osmanlı imparatorluğunun belki de “en uzun 10 yılı”nı şekillendiren İttihat ve Terakki’nin, bütünlüklü “tek” bir hikâyesini anlatmak mümkün değildir. Ömer Seyfettin’in makaleleri ve öyküleriyle kendisini gösteren değişken tavrı da bunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.Article Citation Count: 0Karamanlıca Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş'te Zaman, Mekân ve Kapanış: Polipathis'i Yeniden Yazmak(Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı, 2018) Şişmanoğlu Şimşek, ŞehnazBu makale, Hıristiyan Ortodoks Osmanlı vatandaşı EvangelinosMisailidis (1820-1890) tarafından Yunan harfli Türkçe (Karamanlıca) olarak yazılmış bir kurmaca metin olan Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş’in (1871-1872); Yunanca yazılmış O Polipathis (1839) adlı romanın “taklit bir metni” olarak değerlendiren görüşün eleştirisinden oluşmaktadır. Temel olarak Gérard Genette’in kuramsal çerçevesi ve anlatıbilimsel kavramlarıyla bakıldığında; Misailidis’in Polipathis’i özellikle zaman, mekân ve kapanış kavramları üzerinden anlamsal olarak dönüşüme uğrattığı görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışma, bir yazarın bir metni farklı stratejiler kullanarak nasıl “yeniden yazıp” dönüştürebileceği meselesine de odaklanmaktadır. Sonuç olarak, Temaşa-i Dünya’nın sunduğu anlatım olanakları ve farklı yazma stratejileriyle 19. yüzyıl çokdilli Osmanlı dünyasını ve edebiyatını anlamamızda yol gösterici özgün bir roman olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedirArticle Citation Count: 1Osmanlı Tefrika Çalışmalarında Göz Ardı Edilen Bir Kaynak: Karamanlıca Anatoli Gazetesi(Mehtap Yüksel, 2017) Şişmanoğlu Şimşek, ŞehnazSon dönemde Osmanlı tefrika tarihi üzerine yapılan çalışmalar, 19. yüzyılda Osmanlı coğrafyasında Türkçe ya da farklı dillerde üretilen edebiyatın daha önce bilinmeyen ya da unutulmuş yazar ve eserlerini ortaya çıkarmaktadır. Bu makalede Osmanlı tefrika çalışmalarında göz ardı edilen bir kaynak olarak Karamanlıca (Yunan harfli Türkçe) Anatoli gazetesinde yayımlanan tefrika kurmaca eserler tanıtılacak ve gazetede tefrikaların en yoğun olduğu 1888-1899 dönemine yakından bakılacaktır. Türkofon Ortodoks Hıristiyan okurlara yönelik olarak çıkarılan gazetede söz konusu dönemde üretilen edebiyat hakkında, yazarların önsözleri, editöryel açıklamalar, gazeteye gönderilen okur mektupları ve ilanlar gibi paratekstler göz önünde bulundurularak bazı gözlemlerde bulunulacaktır.Article Citation Count: 0TEMAŞA-İ DÜNYA VE CEFAKÂR U CEFAKEŞ'TE GELENEKSEL FOLKLOR BİÇİMLERİ(Geleneksel Yayıncılık Eğitim San. Tic. Ltd. Şti., 2016) Şişmanoğlu Şimşek, ŞehnazEvangelinos Misailidis’in 1871-1872 yıllarında Yunan harfli Türkçe (Karamanlıca) olarak yazdığı Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş, bugüne kadar yapılan çalışmalarda genellikle O Polipathis (1839) adlı Yunanca romanın uyarlaması olarak ele alınmış ve özgünlüğü yeterince vurgulanmamıştır. Bu makalede; Temaşa-i Dünya’nın, Polipathis’te yer almayan Osmanlı edebiyatına özgü geleneksel folklor biçimleri içermesi nedeniyle özgün bir roman olarak değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Çalışmada öncelikle Temaşa-i Dünya’daki geleneksel folklor biçimlerinin çeşitliliği ve kaynakları belirlenmiş ve bunların hangi edebî araçlarla metne dâhil edildikleri ortaya konulmuştur. Söz konusu unsurların anlatıcı söylemini nasıl etkiledikleri ve yazar tarafından hangi işlevlerde kullanıldıkları çözümlenmiştir. Buna göre, Temaşa-i Dünya’da, Müslüman ve gayrimüslim farklı kaynak ve geleneklerden beslenen sözlü ve basılı kültür ürünlerinin temelde anlatısal ve çerçeve hikâyeden sapma olarak iki biçimde metne yerleştirildiği görülmektedir. Sapmalar hem işlevsel olarak hem de söylem düzleminde geleneksel hikâye anlatıcısından izler taşımaktadır. Misailidis’in anlatıcısı geleneksel hikâye anlatıcısına benzer bir biçimde aktif bir özne olarak anlatacağı hikâyeleri metinde Karamanlı okur topluluğuna vereceği iletilere uygun olarak seçmiş ve yönlendirmiştir. Bununla birlikte, metinde geleneksel anlatıların olağanüstü ögelerden arındırıldığı ve gerçekçi bir üslup ve içerikle aktarıldığı söylenebilir. Ayrıca, söz konusu anlatılar benöyküsel anlatıcının sınırlı bakış açısının aşılmasına ve farklı deneyimlerin aktarılmasına da zemin hazırlamıştır. Temaşa-i Dünya içerdiği pek çok deyim ve atasözleri ile on dokuzuncu yüzyıl İstanbulu’nun folklorik bir panoramasını da sunmaktadır.Other TÜRKÇE VE YUNANCA KAYNAKLARDA KARAKONCOLOS / KALİKANCAROS İNANCI(Geleneksel Yayıncılık Eğitim San. Tic. Ltd. Şti., 2018) Şişmanoğlu Şimşek, ŞehnazKarakoncolos/kalikancaros inancı Türkiye’de başta İç Anadolu ve Karadeniz bölgesi olmak üzere, Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan’a kadar Balkanlar’da geniş bir coğrafyada görülmektedir. Türkçede yapılan derlemelerde kimi zaman farklı isimlerle anılsa da karakoncolosun görüldüğü dönem ve özellikleri benzerlik gösterir. Buna göre, yılın en soğuk günlerinde yeryüzüne çıktığına inanılan karakoncolos, çoğu zaman tüylü, hayvana benzeyen, insanlara musallat olan ve onları tedirgin eden bir yaratık olarak betimlenmektedir. Karakoncolos inancına yer veren Türkçedeki ilk yazılı kaynaklardan biri ise Evliya Çelebi’nin Seyahatnâmesi’dir. Bugün özellikle Doğu Karadeniz’de “karakoncilo” gibi oyunlarda bir gelenek ya da Türkçe edebiyat ve sinemada nadiren de olsa bir imge olarak varlığını devam ettirse de çoğunluk tarafından unutulmuş hatta hiç bilinmeyen bir inanıştır. Öte yandan, Yunancada çoğunlukla kalikancaros adıyla anılan bu inanışa dair anlatılar, oldukça erken bir tarihte halk bilimci Nikolaos Politis tarafından derlenmiştir (1904). Bu çalışmada öncelikle söz konusu derlemede yer alan anlatılardan söz edilerek bu anlatıların bugünkü Yunanca çocuk edebiyatında Filippos Mandilaras tarafından yeniden yazımlarına değinilecektir. Bugünkü Yunanistan’da özellikle Noel döneminde gerek okullardaki müzikli gösterilerle gerekse yayımlanan çocuk kitaplarının popüler bir figürü olarak varlıklarını devam ettirdikleri ortaya konacaktır. Geniş bir coğrafyaya yayılmış olan bu inancın Türkçe ve Yunanca kaynaklardaki aktarımlarına genel olarak bakıldığında incelenen Türkçe kaynakların daha çok Doğu Karadeniz bölgesinden derlendiğini ve unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek olarak nadiren yaşatıldığını görebiliriz. Bugünkü Yunanistan’da ise Velloudios’un hâlâ dolaşımda olan çizimlerinin de etkisiyle kalikancaros inancının çocuk edebiyatının “millî” ve popüler bir unsuru olarak varlığını devam ettirdiği görülmektedir.