Güncel sanatta minimalist miraslar

No Thumbnail Available

Date

2023

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Research Projects

Organizational Units

Journal Issue

Abstract

1960'larda ve 1970'lerde, minimalist sanatçılar modernist sanatın tanımına ve geleneğe aralıksız meydan okudular. Sanatı kurumsallıktan çıkarmak ve günlük yaşamla bütünleştirmek amacıyla sanat nesnesine izleyici katılımını sağlayan minimalistler, böylelikle sanat nesnesi ve izleyici arasında yeni bir etkileşim süreci başlattılar. Modern sanattan post-modern sanata geçiş olarak da tanımlayabileceğimiz bu süreç, sanat nesnesinin ontolojisi ve estetiğinin değişimine neden olmuştur. Geç modernist dönemin medyumlara özgü sanat biçimine karşı medyum-ötesi bir anlayış öne süren minimalist sanatçılar, sanat nesnesinin medyum kategorileri ile ilişkisini kesmiş ve 'üç boyutlu' sanatın ana ayrımlarından biri olan biçimci (formalist) geleneğin tersine, optik kaygılardan uzak durmuşlardır. Bu karşı duruş, mekân ile nesne arasındaki ilişkiye yeni bir ışık tutarak modern estetiğin özne odaklı düşünme biçimini, nesne odaklı bir düşünme biçimine çevirerek izleyiciyle deneyime içkin demokratik bir ilişki açığa çıkarmıştır. Bu ilişki, 1970 sonrası çağdaş sanatın bireysel pratiklerinde minimal nesnelerin eleştirel analizine olanak sağlayarak sanatın toplumsal uzama doğru genişlemesini mümkün kılmıştır. Bu tez çalışması, minimalizmin hem rafine ettiği hem de sonlandırdığı modernist sanatın kendi diyalektik ilişkisine odaklanarak, bu çeşitliliğin minimalizden sonra nasıl genişlediğini haritalandırmaya çalışır.
In the 1960s and 1970s, minimalist artists relentlessly challenged the definition of modernist art and tradition. The minimalists initiated a new interaction process between the art object and the viewer to de-institutionalize art and integrate it into everyday life. This process, which we can also define as the transition from modern to post-modern art, has led to a change in the ontology and aesthetics of the art object. Asserting a post- medium understanding against the medium-specific art form of the late modernist period, minimalist artists severed the relationship of the art object with the medium. They avoided optical concerns, contrary to the formalist tradition, which is one of the main distinctions of three-dimensional art. This counter stance shed new light on the relationship between space and object, transforming the subject-oriented way of thinking of modern aesthetics into an object-oriented way of thinking, revealing a democratic relationship with the viewer immanent to the experience. This relationship enabled the critical analysis of minimal objects in the individual practices of post-1970s contemporary art, making it possible for art to expand into the social space. This thesis attempts to map the logic of how this diversity expanded after minimalism, focusing on the dialectical relationship of modernist art itself, which minimalism both refined and ended.

Description

Keywords

Felsefe, Güzel Sanatlar, Sanat Tarihi, Philosophy, Fine Arts, Art History

Turkish CoHE Thesis Center URL

Citation

WoS Q

Scopus Q

Source

Volume

Issue

Start Page

End Page

141

Collections