TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://gcris.khas.edu.tr/handle/20.500.12469/4467
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Scopus Q "Q2"
Now showing 1 - 20 of 60
- Results Per Page
- Sort Options
Article Citation Count: 03D self-assemble formation of molybdenum disulfide $(MoS_2 )-doped$ polyacrylamide (PAAm) composite hydrogels(2022) Durmaz, Sümeyye; Yıldız, Ekrem; Uysal, Bengü Özuğur; Pekcan, ÖnderPolyacrylamide (PAAm), a renowned member of the hydrogel class, has many uses throughout a wide range of industrial processes, including water absorbed diapers, contact lenses, wastewater treatment, biomedical applications such as drug delivery vehicles and tissue engineering because of its physical stability, durability, flexibility easier shaping, and so on. PAAm also provides new functionalities after the incorporation of inorganic structures such as molybdenum disulfide $(MoS_2 )$. During the copolymerization process, the transmittance of all samples reduced significantly after a particular time, referred to as the gel point. Microgels form a tree above the gel point as projected by Flory-Stockmayer classical theory. Because of microgels positioned at the junction points of the Cayley tree, the addition of $MoS_2$ results in strong intramolecular crosslinking and looser composites. Moreover, fractal geometry provides a quantitative measure of randomness and thus permits characterization of random systems such as polymers. Fractal dimension of these polymer composites is calculated from power-law-dependent scattered intensity. It was also confirmed that a hydrogel rapidly formed within a few seconds, indicating a 3D network formation inside the gel. These materials may have a great potential for application in wearable and implantable electronics due to this highly desired 3D self-assemble feature.Article Citation Count: 1ABD’nin Levant Hengamesinde Süreklenen Politikaları(2018) Özel, Soli; Özel, SoliLevant bölgesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD dış politikasının öncelikli çıkar alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu makalenin amacı, ABD’nin, bilhassa da son iki Amerikan yönetiminin, Levant’a yönelik politikalarını açıklığa kavuşturmayı, bölgede ve Amerikan siyasetindeki değişimlerin Washington’un Levant’a yönelik politikasının nasıl yanlı, zaman zaman beceriksiz ve daha da önemlisi tutarsız görünmesine neden olduğunu anlamayı hedeflemektedir. Makale, bir yönetimden diğerine İsrail’in egemenliğinin korunması, dostane rejimlerin desteklenmesi, terörizmle mücadele ve İran’ın kontrol altına alınması gibi konularda ve genel itibariyle bölgeye yönelik yaklaşımdaki değişiklikleri incelemektedir. Suriye’ye yönelik politikadaki tereddütler ve değişimler daha detaylı ele alınmıştır. Nitekim bu konular Amerika’nın Levant’a yönelik politikasının henüz son halini almadığının, daha da ötesinde gelişmeler karşısında ABD’nin nasıl yön değiştirdiğini ve Esad’ı yerinden etme hedefinden uzaklaşarak İran’ı kontrol altına alma ve eğer mümkünse boyun eğdirmeye odaklandığına işaret etmektedir.Article Citation Count: 0Adölesan idiyopatik skolyozun anterior enstrümantasyon ile tedavisi ve erken sonuçlar(Türk Ortopedi ve Travmatoloji Derneği, 2001) Göğüş, Abdullah; Akman, Şenol; Talu, Ufuk; Şar, Cüneyt; Hamzaoğlu, AzmiAmaç: Üçüncü kuşak anterior vida;tek çubuk sistemleri ve intervertebral titanyum mesh kullanılarak tedavi edilen adölesan idiopatik skolyozlu olgularda erken dönem tedavi sonuçları değerlendirildi. Çalışma planı: Adölesan idiopatik skolyozlu 17 hasta (15 kadın, 2 erkek; ort. Yaş 14.9:dağılım 11-20) değerlendirildi. Eğrilikler dört olguda King tip I, altı olguda tip II, iki olguda tip III, iki olguda tip IV ve üç olguda lomber olarak sınıflandırıldı. Lomber olgularda tüm seviyelerde, torakal olgularda ise enstrümantasyonun kranial ve kaudal sınırlarında intervertebral titanyum mesh$ler kullanıldı. Tüm olgular ameliyat sonrası 3-6 ay süreyle torakolumbosakral ortez içinde immobilize edildi. Hastaların ameliyat öncesi, ameliyat sonrası ve takiplerinde iki yönlü orthoröntgenografileri değerlendirildi. Ortalama takip süresi 28 ay (dağılım 18-41 ay) idi. Sonuçlar: Koronal eğrilik derecesi ortalamaları ameliyat öncesinde 51, ameliyat sonrasında 8.6 bulundu. Koreksiyon oranı ortalaması %83.9 idi. Ameliyat sonrası sagital açı değerleri ortalaması torakal kifoz için 27.5, lomberlordoz için 37.6 bulundu. Sekonder eğriliklerin hiçbirinde dekompensasyon gelişmedi. Posterior enstrümantasyon ile karşılaştırıldığında ortalama 0.93 seviye füzyondan tasarruf edildi. Torakolomber geçiş bölgesi kifozu saptanmadı. Bir torasik olguda vida sıyırması nedeniyle, erken dönemde posterior enstrümentasyon ile revizyon uygulandı. Takiplerde psödoartroz, implant yetersizliği ve koreksiyon kaybı gibi problemlerle karşılaşılmadı, Çıkarımlar: Sonuçlarımız üçüncü kuşak anterior tek çubuk enstrümentasyon ve intervertebral titanyum mesh'lerin adölesan idiopatik skolyozun cerrahi tedavisinde posterior enstrümentasyona iyi bir alternatif olduğunu gösterdi.Article Citation Count: 0Algı mı, söylem mi? Kopenhag Okulu ve yeni-klasik gerçekçilikte güvenlik tehditleri(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2011) Akgül Açıkmeşe, SinemBu makale, güvenlik tehditlerinin ortaya çıkışı bakımından yeni-klasik gerçekçilikteki algısal yaklaşımla, Kopenhag Okulunun söylemle inşaya dayalı yöntemini karşılaştırmaktadır. Makalenin hareket noktası, güvenlik tehditlerinin içeriği ve güvenlik aktörleri bakımından farklı perspektifl ere sahip bu iki yaklaşımın güvenliğin çalışılmasında metodolojik benzerlikler içermesi nedeniyle karşılaştırılabilir olduğu varsayımıdır. Makale, tehditlerin ortaya çıkışı bakımından yeni-klasik gerçekçiliğin algılara dayalı öznel yaklaşımının Kopenhag Okulu tarafından kısmen benimsendiğini vurgulayarak, Okulun söyleme dayalı özneler-arası alternatif bir model geliştirdiğini aktarmaktadır. Bu çerçevede, makale öncelikle Güvenlik Çalışmaları yazınında güvenlik tehdidinin içeriği konusundaki tartışmalara yer vermektedir. Ardından, yeni-klasik gerçekçiliği çatısında barındıran Gerçekçi Güvenlik Çalışmalarının tehdidin içeriği ve ortaya çıkışına dair varsayımlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirmekte ve yeni-klasik gerçekçiliğin algısal perspektifi ni analiz etmektedir. Son olarak, Kopenhag Okulunun tehditlerle ilgili analizinin çerçevesini oluşturan güvenlikleştirme yaklaşımının tehditlerin kapsamı ve dayanağına dair tespitlerini Okulun kullandığı söz edimi, siyaset teorisi ve söylem analizi perspektifl erinden yeni-klasik gerçekçilikle karşılaştırmalı olarak incelemektedir.Other Antibiyotikli kemik çimentosunun 0 ve 15. günlerde mekanik dayanımı: Surgical Simplex P kemik çimentosu ve teikoplanin ile biyomekanik çalışma(Türk Ortopedi ve Travmatoloji Derneği, 2002) Göğüş, Abdullah; Akman, Şenol; Göksan, Bora S.; Bozdağ, ErgünAmaç: Mekanik dayanım açısından 40 gr belirli bir kemik çimentosuna katılabilecek belirli bir antibiyotiğin maksimum dozu "0. gün" ve antibiyotik salınımı sonrası "15. gün" için araştırıldı. Çalışma planı: 40 g Surgical Simplex P kemik çimentosuna 0, 400, 800,1200,1600, 2000, 3200 ve 4000 mg teikoplanin katılarak sekiz deney grubu oluşturuldu. Kompresyon ve dört nokta eğme mekanik dayanım testleri için üçüncü kuşak sement hazırlama ve uygulama koşullarında örnekler elde edildi. Her bir konsantrasyon için "0. gün" ve "15. gün" için 10'ar örnek oluşturuldu. Örneklerin mekanik dayanım testleri ASTM ve ISO standartlarına göre "0. gün" ve 37∘ C su banyosunda antibiyotik salınımı sonrası "15. gün"de yapıldı. Değişik antibiyotik konsantrasyonları 0 mg kontrol grubu ile, ayrıca aynı antibiyotik konsantrasyonlarının 0. gün ve 15. gün mekanik test sonuçları karşılaştırıldı. Sonuçlar: Kompresyon testlerinde "0. gün" grubu içinde anlamlı farklılık bulunmadı; "15. gün" grubunda ise 800 mg'den itibaren anlamlı dayanım azalması saptandı. Her iki grupta tüm konsantrasyonlarda elde edilen mekanik dayanım değerleri ASTM alt limiti olan 70 MPa'nın üzerindeydi. Dört nokta eğme testinde "0. gün" grubunda 1200 mg'den itibaren, "15. gün" grubunda ise 400 mg'den itibaren anlamlı dayanım azalması saptandı. "15. gün" grubundan 4000 mg ISO'nun alt limiti olan 50 MPa'nın altında kalırken, 3200 ve 2000 mg gruplarında 50 MPa'ya çok yakın sonuçlar elde edildi. Çıkarımlar: Deney sonuçları, üçüncü kuşak çimento hazırlama ve uygulama koşullarında, 40 gr Surgical Simplex P kemik çimentosuna güvenle katılabilecek en yüksek teikoplanin dozunun 1600 mg olduğunu gösterdi.Article Citation Count: 0Araştırma Merkezlerinin Yükselişi, Türkiye’de Dış Politika ve Ulusal Güvenlik Kültürü(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2012) Çelik, Nihat[Abstract Not Available]Article Citation Count: 0Assesment of soft error sensitivity of power flow analysis(Gazi Univ, Fac Engineering Architecture, 2023) Yetkin, Emrullah FatihToday's power systems are large and interconnected to each other with many buses, lines, loads, and generators. Even the solution of a single snapshot of the system for specific conditions requires the solution of systems of equations with large sizes. Thus, to obtain the results in a reasonable time for large problems like electrical power flow simulations, modern large computational environments should be employed. However, because of the increasing number of components in the modern computational environment, the possibility of soft errors also increases. Soft errors can be defined as failures arising from several fluctuations due to x-rays, cosmic particle effects, etc. These types of errors usually appear at any time of computation as a bit-flip in any floating-point operations. In this paper, we will investigate the soft-error effects on large-scale power flow simulations. Generally, power flow calculations are performed by using Newton Raphson Method. The system is modeled by nonlinear equations and the solution process requires a linear solver is employed to take the inverse of the Jacobian matrix at each iteration. In this study, the soft-error sensitivity of the numerical methods used in load flow was examined, and the problems that may be encountered were revealed.Article Citation Count: 0Atlantik Paktı’ndan NATO’ya: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türkiye’nin konumu ve uluslararası rolü tartışmalarından bir kesit(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2012) Yanık, Lerna K.Bu makale Türkiye’nin Kuzey Atlantik İttifakı’na (NATO) giriş sürecinde dış politika söylemleri aracılığıyla oluşan kimliği, eleştirel jeopolitik çerçevesinde irdelemektedir. Bu makalenin ana tezi ülkelerin dış politika yoluyla oluşturdukları kimliklerin sadece konum, kültür ve değerden ibaret olmadığı, bu denkleme bir de ülkelerin üstlendikleri uluslararası işlevin eklenmesi gerektiğidir. Türkiye örneğini değerlendirmek amacıyla Türkiye’nin NATO’ya girişinden hemen önce ve sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yapılan çeşitli konuşmalar incelenmiştir. Varılan sonuç bu yıllarda konum, kültür ve değer olarak kendini Batılı sayan Türkiye’nin Doğu’ya uzanmayı görev olarak bellediği ve dolayısıyla üstü kapalı bir eşiksel kimlik yaratıldığıdır.Book Review Citation Count: 0Article Citation Count: 0Comparative classification performances of filter model feature selection algorithms in EEG based brain computer interface system(Gazi Univ, Fac Engineering Architecture, 2023) Ballı, Tuğçe; Balli, Tugce; Yetkin, E. FatihBrain-computer interface (BCI) systems enable individuals to use a computer or assistive technologies such as a neuroprosthetic arm by translating their brain electrical activity into control commands. In this study, the use of filter-based feature selection methods for design of BCI systems is investigated. EEG recordings obtained from a BCI system designed for the control of a neuroprosthetic device are analyzed. Two feature sets were created; the first set was band power features from six main frequency bands (delta (1.0-4 Hz), theta (4-8 Hz), alpha (8-12 Hz), beta (12-25 Hz), high-beta (25-30Hz) and gamma (30-50 Hz)) and the second set was band power features from ten frequency sub-bands (delta (1-4 Hz), theta (4-8 Hz), alpha1 (8-10 Hz), alpha2 (10-12 Hz), beta1 (12-15 Hz), beta2 (15-18 Hz), beta3 (18-25 Hz), gamma1 (30-35 Hz), gamma2 (35-40 Hz), gamma3 (40-50 Hz)). Ten filter-based feature selection methods are investigated along with linear discriminant analysis, random forests, decision tree and support vector machines algorithms. The results indicate that feature selection methods leads to a higher classification accuracy and eigen value centrality (Ecfs) and infinite feature selection (Inffs) methods have consistently provided higher accuracy rates as compared to rest of the feature selection methods.Article Citation Count: 0Constructions of European Identity: Debates and Discourses on Turkey and the EUHoundmills, Basingstoke, Hampshire ve New York, NY, Palgrave Macmillan, 2012. ISBN 978-0-230-34838-7(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2013) Düzgit Aydın, Senem[Abstract Not Available]Article Citation Count: 5Debating Eurasia: Political Travels of a Geographical Concept in Turkey(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği, 2019) Yanık, Lerna K.This article reviews the ways in which various actors in Turkey have used the terms 'Eurasia' and 'Eurasianism' since the end of the Cold War. It presents two arguments. First, compared to Russian Eurasianism, it is difficult to talk about the existence of a 'Turkish Eurasianism'. Yet, the article employs the term Turkish Eurasianism as a shorthand to describe the ways in which Eurasia and Eurasianism are employed in Turkey. Second, Turkish Eurasianism is nothing but the use or instrumentalization of Eurasia to create a geopolitical identity for Turkey that legitimizes its political, economic, and strategic interests primarily in the post-Soviet space, but, from time to time, also in the Balkans and Africa. Various Turkish state and non-state actors have used Eurasia to mean different things and justify different goals: reaching out to Turkic Republics, being pro-Russian, creating a sphere of influence in former Ottoman lands, or, recently, cloaking anti-Western currents.Book Review Citation Count: 0Deborah Barros Leal FARRIAS, Aid and Technological Cooperation as a Foreign Policy Tool for Emerging Donors: The Case of Brazil(2022) Akıncı, Basri Alp[Abstract Not Available]Other Citation Count: 0The Dikili-Çandarlı volcanics, western Turkey: Magmatic interactions as recorded by petrographic and geochemical features(Tübitak, 2007) Karacık, Zekiye; Yılmaz, Yücel; Pearce, Julian A.Located in the northwestern part of the Aegean region, Dikili-Çandarl› volcanic suite contains products representative for the western Anatolian Miocene volcanism. They can be divided into two main groups: the Dikili and the Çandarl› groups. The Dikili group is Early–Middle Miocene in age and consists mainly of pyroclastic rocks, andesitic-dacitic lavas, lava breccia, lahar flows and associated sedimentary rocks. The lavas contain disequilibrium phenocrysts assemblages. The Çandarl› group consists of Upper Miocene–Pliocene lava and sediment associations. The volcanic rocks consist mainly of rhyolitic domes and basaltic trachyandesite-basaltic andesite lavas erupted along the NW–SE- and NE–SW-trending fault systems; the faults controlled the development of the Çandarl› depression. Major- and trace-element chemistry indicates that the lavas are dominantly high-K, calc-alkaline, intermediate to acidic in composition. Chemical and textural characteristics of the minerals reveal that mixing was a common process in the generation of this magma. In particular, petrography, textural evidence and crystal chemistry of the phenocrysts together with variations in rock compositions indicate that basaltic-basaltic andesitic magma intruded dacite magma and is partially hybridized with it. New petrographic and geochemical data of Dikili-Çandarl› volcanics are closely similar to those of the active continental margin volcanism which are interpreted as mantle-derived magmas contaminated by crustal materials.Other Citation Count: 0Dış Siyaseti ve Askerî Stratejileriyle ikinci dünya Savaşı Türkiye si İlhan TEKELİ ve Selim İLKİN 1. Cilt, İletişim Yayınları, İstanbul, 2013, 669 sayfa.Dış Siyaseti ve Askerî Stratejileriyle ikinci dünya Savaşı Türkiye'si İlhan TEKELİ ve Selim İLKİN 1. Cilt, İletişim Yayınları, İstanbul, 2013, 669 sayfa.(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2015) Valansi Franco, Karel[Abstract Not Available]Article Citation Count: 0EDİRNE’DE BİR İNGİLİZ MİSYONERLİK CEMİYETİ: EVANGELİKALİZM, MİLENYALİZM VE YAHUDİLER(Türk Tarih Kurumu, 2019) Sağ, Mustafa KaanBritish Society for the Propagation of the Gospel among the Jews (BSPGJ) Yahudileri Hıristiyanlığa döndürmek amacıyla 1842’de Londra’da kurulmuş bir İngiliz misyonerlik cemiyetidir. Cemiyet, 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa ve Kuzey Afrika’da açtığı merkezlere 1865’te Edirne’yi de eklemiştir. Tıp ve eğitim hizmeti sunan cemiyet, bu sayede çok sayıda Edirne Yahudisini Hristiyanlığa çevirmiştir. 20. yüzyılın başında Edirne İngiliz Okulu adlı bir eğitim kurumu çatısında faaliyetlerine devam eden cemiyetin kentteki izleri 1. Dünya Savaşı ile beraber ortadan kalkmıştır. Bugün ayakta olmayan Edirne İngiliz Okulu binası, ancak fotoğrafl ardan okunabilen mimarisiyle cemiyetin Osmanlı toplumu ile kurduğu kültürel ilişkiyi tanımlamaya destek olmaktadır. Ele alınan çalışmada, öncelikle BSPGJ ve benzeri Britanya kökenli cemiyetleri Yahudilere yönelten Evangelikalizm inancı üzerinde durulacak, ardından cemiyetin genel tarihi ve Edirne’deki faaliyetleri anlatılacaktır. Ortaya çıkan bilgiler, Britanya kökenli Yahudi misyonlarının İsrail’in kuruluşu ve uluslararası siyasete etkisi çerçevesinde değerlendirildiğinde günümüz Orta Doğu sorununun daha net bir biçimde anlaşılmasına yardımcı olacaktır.Article Citation Count: 3The effect of weekend curfews on epidemics: a Monte Carlo simulation(Tubitak Scientific & Technical Research Council Turkey, 2021) Kaygusuz, Hakan; Berker, A. NihatThe ongoing COVID-19 pandemic is being responded with various methods, applying vaccines, experimental treatment options, total lockdowns or partial curfews. Weekend curfews are among the methods for reducing the number of infected persons, and this method is practically applied in some countries such as Turkey. In this study, the effect of weekend curfews on reducing the spread of a contagious disease, such as COVID-19, is modeled using a Monte Carlo algorithm with a hybrid lattice model. In the simulation setup, a fictional country with three towns and 26,610 citizens were used as a model. Results indicate that applying a weekend curfew reduces the ratio of ill cases from 0.23 to 0.15. The results also show that applying personal precautions such as social distancing is important for reducing the number of cases and deaths. If the probability of disease spread can be reduced to 0.1, in that case, the death ratio can be minimized down to 0.Article Citation Count: 0Enerji güvenliği: NATO’nun yeni tehdit algısı(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2014) Çelikpala, MitatEnerji güvenliği, ana amacı İttifak üyelerini askeri tehditlere karşı savunmak olan NATO’nun öncelikli konu başlıkları arasına ancak son on yılda girebilmiştir. Bu çalışmada, NATO’nun Soğuk Savaş sonrası dönemde düzenlenen zirvelerinde yayınlanan zirve bildirgeleri ve stratejik konseptler ile çeşitli NATO zeminlerinde yapılan tartışmalar ışığında, enerji güvenliğinin NATO için taşıdığı anlam ve önem üzerinde durulmaktadır. NATO’nun enerji güvenliği kavramına yaklaşımı değerlendirilerek, önümüzdeki süreçte enerji güvenliği konusunun NATO çerçevesinde ne yönde şekillenebileceği ortaya konmaya çalışılmaktadır.Article Enerji Jeopolitiğinin Uluslararası İklim Değişikliği Girişimleri Üzerindeki Etkisi(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği İktisadi İşletmesi, 2017) Ediger, Volkan S.Genel olarak iklim değişikliği girişimleri ile enerji jeopolitiği arasındaki ilişkinin analiz edildiği bu makalede, başta petrol fiyatlarındaki artışlar olmak üzere, enerji jeopolitiğindeki gelişmeler, 1965-2014 arasında enerji jeopolitiğinin şiddetlendiği ve durağanlaştığı dönemlere ayrılarak, tarihsel bakış açısıyla incelenmiştir. Özel olarak, Kyoto Protokolü gibi iklim değişikliğinin önlenmesi konusunda yükümlülük getirmesi bakımından önemli bir anlaşma olarak kabul edilen uluslararası girişimlerin neden yeterince başarılı olmadığı araştırılmıştır. Kyoto Protokolü özelinde başarısızlığın üç temel nedeni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi dünya genelinde enerji jeopolitiğinin şiddetleniyor olmasıdır. İkinci neden ülkelerin farklı enerji ihtiyaçları ve farklı yerli enerji kaynaklarının bulunması, üçüncüsü de uygulamalarda devlet ve özel sektörün rolünün yeterince belirgin olmamasıdır. Yazar, iklim değişikliği konusundaki genel başarısızlığın başlıca nedenini enerji jeopolitiğindeki gelişmelere bağlamakta ve petrol krizleriyle somutlaşan küresel enerji politiğindeki mücadele dönemlerinin, iklim değişikliği gibi konulardaki uluslararası girişimlerin başarı şansını azalttığını savunmaktadır.Book Review Citation Count: 0The European Union's Immigration Policy: Managing Migration in Turkey and Morocco(Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği, 2018) Oral, GulMigration has been an important reason for externalization of the EU’s policies towards non- member third countries. Throughout the 2000s, the European Union has advanced its efforts for externalization of its immigration policies with the aim of providing security, stability, and prosperity in the neighborhood due to emerging demographic, economic and security problems.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »