Erkan, Yonca
Loading...
Name Variants
Erkan, Yonca
Y.,Erkan
Y. Erkan
Yonca, Erkan
Erkan, Yonca
Y.,Erkan
Y. Erkan
Yonca, Erkan
Erkan, Yonca Kösebay
Erkan Kösebay, Yonca
Erkan, Y.
Erkan Kösebay, Yonca
Kösebay, Yonca Erkan
Erkan, Yonca Kösebay
Erkan, Yonca Kösebay
Y.,Erkan
Y. Erkan
Yonca, Erkan
Erkan, Yonca
Y.,Erkan
Y. Erkan
Yonca, Erkan
Erkan, Yonca Kösebay
Erkan Kösebay, Yonca
Erkan, Y.
Erkan Kösebay, Yonca
Kösebay, Yonca Erkan
Erkan, Yonca Kösebay
Erkan, Yonca Kösebay
Job Title
Prof. Dr.
Email Address
Yonca.erkan@khas.edu.tr
ORCID ID
Scopus Author ID
Turkish CoHE Profile ID
Google Scholar ID
WoS Researcher ID
![KHAS Logo](assets/custom/images/khas/logo-with-title.png)
Scholarly Output
28
Articles
9
Citation Count
0
Supervised Theses
17
27 results
Scholarly Output Search Results
Now showing 1 - 10 of 27
Master Thesis Ernest Mamboury ve İstanbul Kent Kimliğine Katkıları(Kadir Has Üniversitesi, 2019) Edremit, Zehra Zeynep; Kösebay, Yonca ErkanTarihi süreç incelendiğinde İstanbul her zaman yabancı gezginler tarafından merak edilen, görülmek istenen bir kent olarak karşımıza çıkmıştır. Seyyahların İstanbul'a olan ilgileri kimi zaman mimari bir meraka, teknik bir geziye dayanırken kimi zaman da Avrupalı'ya göre mistik sırlarla dolu Osmanlı sarayı, sultanın yaşamı veya bizzat şehir halkının gündelik hayatına dair sosyo-kültürel çıkarımlar üzerinde yoğunlaşmıştır. İsviçreli Ernest Mamboury de benzer gerekçelerle 1909 yılında İstanbul'a gelmiş ve bu kente aşık olarak bir daha geri dönmemek üzere ailesi ile İstanbul'a yerleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir değişim yaşadığı son dönemin ve erken Cumhuriyet yıllarının önemli bir tanığı olarak, hayatının sonuna kadar İstanbul'da yaşamıştır. İstanbul'un fiziksel, ekonomik, sosyal ve kültürel değişimine tanıklık etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunu izleyen onlarca yıl, Kemalist bir bakış açısıyla tarihin, sanatın, arkeolojinin ve mimarlığın çok önemli kabul edildiği yeni ulusal bir kimlik oluşturma gayreti ile bu dönemdeki ulus-inşa çalışmalarına katkıda bulunmuştur. Mamboury'nin, bu katkıları ulus devlet ve kent kavramlarının nasıl biçimlendiğini anlamak açısından önemli ipuçları vermektedir. Dönemin kültürel ortamına katkı veren yerli ve yabancı kültür ve bilim insanlarıyla birlikte yaptığı İstanbul araştırmaları arasında en bilinen eseri 1925'te yayınlanmış olan İstanbul Rehberi'dir. Seyahatnamelerden şehir rehberlerine geçiş döneminde kaleme alınmış bu eser, içinde bulunduğu toplumun tarihsel-sosyolojik izlerini taşır. Bu yönüyle, bir "sosyal belge" niteliğinde, tarihe ve topluma ayna tutan, bilgi ve kültür sosyolojisi için de vazgeçilmez bir kaynaktır. Kent koruması açısından 1925 yılının İstanbul'unu tanımak ve anlamak açısından en önemli referans yayınlardan biridir. Rehber 1925- 1953 yılları arasında güncellenerek altı değişik baskı yapmış, hızla değişen kentin geçirdiği evreleri takip etmek açısından başarılı bir yol gösterici olmuştur. Küreselleşme, tüm dünyada tüketim kültürünü yeniden şekillendirmiş, ekonomik yapının içine kültürel yapıyı da dahil ederek, yöneticileri "Kent Kültürü" üzerinden ticari gelir elde etme yarışına sokmuştur. Mamboury, Türk yetkililerin de desteğiyle, İstanbul'un özgün turizm değerini ve potansiyelini vurgulamak, Türk sanatının ve tarihinin batılılar tarafından gerektiği şekilde tanınmasını sağlamak açısından önemli çalışmalar yapmıştır. Mamboury öngörülü ve sıradışı kişiliğe sahip, klasik arkeoloji ve Bizans mimarisi hakkında uzmanlaşmış, aynı zamanda, harita ve mimari çizimler ile kentin ve özellikle Bizans mimarisinin belgenlemesi çalışmalarında bulunmuş, Osmanlı sanatı ve çağdaş Türkiye'nin inşası ile ilgili çalışmalar yapmış, yorulmaz bir gezgin ve araştırmacı olarak aynı zamanda otuz yıl gibi bir süre Galatasaray Lisesi Fransızca, teknik resim ve matematik öğretmenliğini de sürdürmüştür. Kent tarihini "belgeleme" serüvenine 1912'de Fransız Cizvit Rahip Guillaume de Jerpanion'un Kapadokya ve çevresinde yaptığı çalışmalarda suluboya resimler yaparak başlayan Mamboury, kazı çalışmalarıyla devam ederek İstanbul ve çevresini adım adım incelemiştir. 1914'ten itibaren özellikle de Bizans dönemine ait eserlerin gün yüzüne çıkarılmasında önemli katkılar sağlamıştır. Bu çalışmalar onun dönemin Türk aydınları ile yakın ilişkiler kurmasına fırsat verirken, yabancı uzmanlarla yapılan birçok projede de yan yana çalışma fırsatı sağlamıştır. Ernest Mamboury günümüzde Bizans ve İstanbul çalışmalarında hala en çok referans gösterilen araştırmacılar arasında bulunmasına rağmen hakkında yazılmış çok az eser olması ise oldukça şaşırtıcıdır. Bu nedenle bu tez çalışmasının ilk bölümünde Mamboury'nin hayatı, önemli çalışmaları ve iş birliği yaptığı aydınlar çerçevesinde hayatı kronolojik sırayla incelenmeye çalışılmış, aynı zamanda "Kent Kimliği", "Kent Kültürü" ve bu kavramlarla birlikte bir "Ulus-devlet" inşasına katkı çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. İkinci bölümde ise en çok bilinen çalışması olan İstanbul Rehberi, daha detaylı olarak incelenerek tartışılmıştır.Master Thesis 21. Yüzyıl Istanbul Ahşap Restorasyon Uygulamalarının İncelenmesi ve Halet Çambel Yalısının Deprem Etkisinin Analizi(Kadir Has Üniversitesi, 2020) Kahraman, Deniz; Erkan, YoncaToday, it is considered with the national and international laws and regulations as necessary that the historical wooden buildings which are characterized as cultural asset are the common heritage for whole humanity, not for the ones who lives in the geography where they locate; and therefore, they should be transferred to the next generations in their original forms. Since the accumulation of knowledge and experiences related to the traditional wooden construction (carrier system, quality of work and connection details) are not applied currently, they sank into oblivion. Every day, it is getting more difficult to adapt those buildings to today's living standards, security and legal conditions. From this point of view, the traditional wooden buildings which are characterized as cultural assets may lose their uniqueness against the new functional needs and legal requirements. On the other hand; protecting the traditional wooden buildings which are characterized as cultural assets, prolonging their lives and transferring to the next generations with accurate restoration decisions and construction materials are among our most important duties (Günay, 2002). Within the frame of this study, the restoration applications of three traditional wooden buildings which locate in İstanbul and considered in the high risk group in accordance with the AFAD's (Disaster and Emergency Management Presidency) Turkish Earthquake Hazard Maps in terms of carrier system interventions. Accordingly; the purpose, scope and methodology of the study are mentioned in the first chapter of the study. In the second chapter; the material and structural features of wood are explained by referring the physical features and mechanical resistance of wood, factors causing deterioration on wood and fire resistance of wood. In the third chapter; the traditional wooden carrier systems, carrier system elements forming the structure and their junction methods and walls are explained. In the forth chapter; the international protection regulations related to the wood and wooden buildings, Turkish laws and regulations related to protection and the historical changes on the earthquake regulations are discussed. In the fifth chapter; information related to three of the buildings locating in İstanbul from 19th century with ongoing restoration works, their locations, history, architectural features and the restoration works applied on them so far is provided. In the sixth chapter; unique wooden construction system of the Halet Çamber Yalısı (Halet Çambel Mansion) which has ongoing restoration works and was constructed through traditional method is modelled in order to reveal the earthquake resistance of the traditional construction systems through scientific data and to provide evidence whether they can meet today's legal requirements. The carrier system of Halet Çambel Yalısı is analysed and investigated through earthquake loads SAP2000 program in accordance with the TS 647 Building Code for Timber Structures, TS 498 Design Loads for Buildings and 2018 Turkish Earthquake Regulations for Buildings. Thus; the intervention decisions related to the carrier system which are formed through the user demands and functional changes in three different restoration applications carried out in İstanbul are presented. Consequently; it is discovered that the carrier system of the Halet Çambel Yalısı, which has been continuing its existence for almost two centuries and was build through traditional construction methods, meets the requirements mentioned in today's standards and regulations. Accordingly, the wooden buildings which are characterized as cultural assets demolished after demanding to carry out restructuring works and by asserting that they are inconvenient in terms of statics such as Hatice Sultan Yalısı and Turşucuzade Ahmet Muhtar Efendi Konağı are discovered to meet the current legal requirements through the modelling formed for Halet Çembel Yalısı. From this point of view; it is obvious that with a decent project work and restoration application in technical terms without section increase becoming different from the genuine sizes or without changing its unique construction system in the wooden building restoration applications, it is possible to transfer them to the next generations. Keywords: Traditional Wooden Buildings, Wooden Carrier Systems, Hatice Sultan Yalısı, Halet Çambel Yalısı, Turşucuzade Ahmet Muhtar Efendi Konağı, ICOMOS, SAP2000, 2018-TBDY, Restoration, Protection ConceptsMaster Thesis Kırsal Mirasın Korunması: İznik Müşküle Kırsal Yerleşimi Örneği(Kadir Has Üniversitesi, 2022) PİLEVNE, DAMLA; Kösebay, Yonca ErkanToday, rural settlements are gradually losing their population in the face of fast-growing cities that have become centers of attraction. The heritage of traditional rural settlements, which are shaped in harmony with the natural environment and where economic life is based on the processing of natural resources, stands as expressions of the cultural richness of humanity. The protection of rural heritage, which is under threat of cities that spreads uncontrollably, is an increasingly important phenomenon within the framework of contemporary conservation discipline since rural areas loss their population, human resources, and consequently the accumulated traditional knowledge of humanity. In this context, the thesis study examines the concept of rural heritage through the example of Müşküle settlement of İznik district, documents the heritage values of the area and develops proposals for the conservation of the area in question.Article Citation Count: 0Yirminci Yüzyılın Başında Lüleburgaz Tren İstasyonu(2011) Erkan Kösebay, Yonca[Abstract Not Available]Article Citation Count: 6Viewpoint: Historic Urban Landscape Approach for Sustainable Urban Development(Routledge Journals Taylor & Francis Ltd, 2018) Erkan Kösebay, Yonca[Abstract Not Available]Master Thesis Erken Osmanlı Dönemi Yapılarından Mahmut Paşa Türbesi Çinilerinin Bozulma Sebepleri ve Korunmasına Yönelik Öneriler(Kadir Has Üniversitesi, 2014) Taskıran, Gurbuz; Erkan Kösebay, YoncaÇini sanatı Türk süsleme sanatı içinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Erken Osmanlı Dönemi çinilerinde çok renkli ve birbirinden farklı tekniklerin, yeniliklerin uygulandığı görülmektedir. Çiniler bir yapı elemanı olarak karekteristik özelliklere sahiptir. Kendilerine has uygulama biçimleri ve üretim teknikleri kullanıldıkları dönemleri yansıtır Çinilerin varlığı tarihi yapılarda gözlemlenen bozulmalar ve bunların nedenlerinin tespit edilmesinde, koruma ve onarım yöntemlerinin saptanmasında belirleyici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada İstanbul'un Fatih ilçesi, Mahmut Paşa semtinde bulunan Erken Osmanlı Dönemi yapılarından biri olan Mahmut Paşa Türbesi'nin dış cephes mozaik çinileri incelenmiş olup yapıda ve çinilerde gözlemlenen bozulmalar belgelenerek bunların nedenleri araştırılmış ve korumaya ilişkin öneriler ve uygun yöntemler belirtilmiştir. Bu amaçla, çinilerin mimari yapılarda bir süsleme ve yapı elemanı olarak kullanımı bu malzemelerin sahip olduğu motif, kompozisyon ve teknik özellikler bağlamında değerlendirilmiştir. Bir Erken Osmanlı yapısı olan Mahmut Paşa Türbesi Selçuklu Dönemi çini tekniklerini yansıtan mozaik çinileriyle Selçuklu Dönemi ile Osmanlı Dönemi arasındaki geçiş evrelerine ışık tutmaktadır. Dolayısıyla bu yapıda bulunan mozaik çinilerin yapısal özellikleri, uygulama yöntemleri, hammadde içerikleri, mimari yapıda hangi malzemelerle birlikte kullanıldıklarının aydınlatılmasıyla, onarım yöntemlerinin belirlenmesinde çiniler önemli katkı sağlamaktadırMaster Thesis Kent Siluetlerinin Kentsel Miras Açısından Değerlendirilmesi: İstanbul Örneği ve Koruma Önerileri(Kadir Has Üniversitesi, 2019) Aslan, Ecem; Erkan Kösebay, YoncaKent siluetleri kentin geneliyle ilgili dinamikleri ifade etmektedir ve kentleşmiş kültürlerin en önemli sembollerinden birini oluşturmaktadırlar. Kentsel kimliğin önemli bir parçasını oluşturan siluetler kentler için akılda kalıcı temsiller yarattıkları gibi kent belleği ve kentsel miras açısından da önem taşımaktadırlar. İstanbul da kentsel kimliğini çok katmanlı ve tarihi yapısının kolayca algılanmasına izin veren, zaman içinde gelişen siluetiyle ortaya koymaktadır. Eşsiz konumu ve topografyası ile Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarının mimari gelenekleriyle harmanlanan silueti İstanbul’un kentsel mirasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Ancak küreselleşme ve plansız kentleşmeyle birlikte yeni eklenen yapılar nedeniyle İstanbul’un silueti hızla değişmektedir. Bu tez çalışması, kent siluetlerini görsel ilişkiler üzerinden inceleyerek İstanbul silueti özelinde siluetin bileşenlerini belirlemeyi ve kentsel mirasın bir parçası olarak korunmasıyla ilgili çalışmaları incelemeyi amaçlamıştır. Kent görünümlerinin tarihsel gelişimini ve evrensel koruma standartlarını inceledikten sonra Tarihi Yarımada’nın siluetine odaklanarak siluetin bileşenlerini ortaya koymaya çalışmıştır. 1100 ile 1913 yılları arasında İstanbul’u ziyaret eden gezginlerin seyahatnameleri üzerinden yapılan analizlerle kent siluetinin tarif edilmesinde tekrar eden temalar olan “kente yaklaşmak”, “siluette etkili fiziksel bileşenler”, “ambiyans öğeleri” ve “bir temaşa mekanı olarak İstanbul silueti” üzerinden siluetin somut ve soyut bileşenleri ortaya konmuş ve temaşaya olanak veren “seyirlik” değerine odaklanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat Dönemi’nden itibaren başlayarak siluetin kentsel mirasın bir parçası olarak korunması için alınan önlemler ve planlama çalışmaları kentsel müdahalelerle birlikte ele alınarak siluetle ilgili koruma kararları incelenmiştir . Bu analizler sonucunda kent siluetinin kentlerin dinamik yapısı gereği sürekli gelişmekte olmasına dayanarak tarihi kentlerin siluetlerinin korunması ve geliştirilmesi için öneriler sunulmuştur. iii Kent siluetinin kentsel deneyimden ayrı tutulamayacak seyirlik bir değeri vardır ve siluetin kentsel mirasın bir parçası olarak korunabilmesi için bu değerin yaşatılması ve günlük hayatın bir parçası olacak şekilde düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Siluetler görsel ilişkiler ve kentsel deneyimle birlikte kapsamlı bir şekilde incelendiğinde kent siluetlerinin sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde günümüz şartlarına uygun olarak gelişmesi ve geleceğe aktarılması sağlanabilecektir.Article Citation Count: 1Haydarpasa Train Station: Present Past and Future(Middle East Technical Univ, 2013) Erkan Kösebay, YoncaThe facade of Haydarpasa Train Station has been changed more than once in the course of its century old life time. Until the fire in November 2010 wiping out the roof the building was recalled only with a single image although the original facade of the building was slightly different than it is commonly remembered one. Currently while the wounds of the building are on the verge of healing a new identity for the station is being tailoredMaster Thesis Süleymaniye Camii ve Çevresi Dünya Miras Alanı Rekonstrüksiyon Uygulamaların Değerlendirilmesi(Kadir Has Üniversitesi, 2016) Varol, Çağlar; Erkan, YoncaSüleymaniye semti, tarihsel gelişimi açısından farklı medeniyetlerden izler taşıması (Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti) ve özellikle Süleymaniye Külliyesi gibi doğu ve batı sanatını etkilemiş eşsiz bir eserin bu alanda yer alması nedeniyle evrensel bir değer olarak, kültürel miras özelliğine sahiptir. Bu sebepledir ki 1985 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dâhil edilmiştir Süleymaniye Camii ve Çevresi Dünya Miras Alanı'nın Dünya Miras Listesi'ne dâhil edilmesindeki diğer bir sebebi de Osmanlı dönemi ahşap konut geleneğini yansıtmasıdır. Bu çalışmada Süleymaniye Camii ve Çevresi Dünya Miras Alanı'nda bulunan sivil mimarlık örneklerinin koruma durumları ve rekonstrüksiyon uygulamaları incelenmektedir. Alanın Dünya Miras Listesi'ne girdiği 1985 tarihinde yapılan tespitler alanda 525 ahşap yapının bulunduğu göstermektedir. Zaman içerisinde yasal düzenlemeler sebebiyle alanın sosyal, kültürel ve mimari dokusu tahrip edilmiştir. Bu çalışmada, alanda yer alan korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli sivil mimarlık örneği taşınmazdan 266 yapının özgün durumuyla korunamadığı belirlenmiştir. Bu 266 sivil mimarlık örneği yapıdan; 118 tanesinin yıkıldığı, 33 tanesinin yerine niteliksiz yapı ve 85 tanesinin yerine rekonstrüksiyon yapıların inşa edildiği görülmüştür.1 Bu bağlamda Tarihi Yarımada Yönetim Planı'nda (2011) yer alan tespitlerde, alanda 494 adet korunması gerekli kültür varlığı tescilli taşınmazın bulunduğu dikkate alınacak olursa Süleymaniye Camii ve Çevresi Dünya Miras Alanı'nda yer alan sivil mimarlık örneği yapıların yarısından çoğunun özgünlüğünü kaybettiği tespit edilmiştir. Bu çalışma kapsamında Süleymaniye Yenileme Alanı (2006) ile sınırları örtüşen Süleymaniye Camii ve Çevresi Dünya Miras Alanı'nda 2863 ve 5366 sayılı yasalar doğrultusunda rekonstrüksiyon önerisi bulunan 256 yapı belirlenmiştir. Bunlardan Süleymaniye Camii ve Çevresi Dünya Miras Alanı sınırlarındaki rekonstrüksiyon (yeniden yapım) müdahale eylemeleri daha detaylı incelenerek koruma kavramları, malzeme, plan özellikleri ve kullanım değerleri bakımından irdelenmiştir.Master Thesis Babil-iştar Kapısı Sırlı Tuğlalarının Karakterizasyonu ve Korumaya Yönelik Öneriler(Kadir Has Üniversitesi, 2018) Akar Noei, Tuğba; Kösebay, Yonca ErkanAntik dönemde Mezopotamya'nın en büyük şehri ve başkenti olarak bilinen Babil Şehri'nin tarihi M.Ö.3. bin yıla kadar uzanmaktadır. Günümüz Irak topraklarında bulunan Babil antik kentinde 1899 yıllarında başlayan kazılarda ortaya çıkmış olan İştar Kapısı ve Tören Yolu, antik dönemde M.Ö 604-562 tarihleri arasında II.Nebukadnezzar tarafından sırlı tuğlalarla inşa edilmiş en büyük yapılardandır. Alman arkeolog Robert Koldewey'in 1899'da başlattığı kazılarla gün ışığına çıkan parçaların bir bölümü ile yeniden inşa edilmiş olan bu kapı, günümüzde Staatliche Museen Zu BerlinVorderasiatisches Museum'da sergilenmektedir. Kazılarda ortaya çıkarılan özgün malzemenin diğer bölümü günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'nde bulunmakta ve kısmi olarak sergilenmektedir. Bahsi geçen arkeolojik bölge 1899-1917 tarihlerinde Osmanlı Devleti sınırları içinde olduğundan, kazılardan çıkan eserlerin 3'1'lik kısmı dönemin Asar-ı Atika Nizamnamesi (Eski Eser Kanunu) gereğince, Osmanlı Devleti'ne teslim edilmek suretiyle Müze-i Humayun'a yani günümüz İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'ne Almanya'da paneller hazırlandıktan sonra 1930'lu yıllarda getirtilmiştir. Yapılan bu tez çalışmasında İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü deposunda bulunan İştar Kapısı ve Tören Yolu sırlı tuğlalarından (beyaz-sarı-mavi-yeşil sır örnekleri ve sırsız tuğla) örnekler alınarak malzemelerin içerikleri ve karakterizasyonu belirlenmeye çalışılmıştır. Söz konusu malzeme bugüne kadar bilimsel bir çalışmanın konusuolmamıştır. Bu doğrultuda yapılan çalışma yedi bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde araştırma konusu tanıtılmakta ve çalışmanın amacı belirtilmektedir. İkinci bölümde Mezopotamya tarihi, coğrafyası-iklimi konularına değinilmiş ayrıca inancın yaşam ve mimari üzerindeki tüm gelişmelerin temelinde bulunduğunun da altı çizilmiştir. Üçüncü bölümde Babil Şehri'nin tarihi, Yeni Babil dönemi ve İştar Kapısı'nın taçlandığı II.Nebukadnezzar döneminden ve Babil'de yapılan kazıların tarihçesi araştırılarak Robert Koldewey'in Babil antik kentini keşfetmesi konuları araştırılmıştır. Dördüncü bölüm İştar Kapısı yapım aşamaları, Babil Şehri için önemi ve üzerindeki hayvan betimlemelerinin anlamları ve parçaların Almanya'ya götürülerek orada yeniden ayağa kaldırılması konularına değinilmiştir. Beşinci bölümde döneme özgü yerel mimari yapı kaynakları ve kerpiç yapımından tuğlaya geçiş süreci, sırlı tuğlanın kullanım alanları araştırılmıştır. Altıncı bölüm; İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü'nde bulunan, Babil İştar Kapısı ve Tören Yolu'na ait olan sırlı tuğla örneklerinin karakterizasyonunu belirlemeye yönelik kimyasal, petrografik ve aletli analizler yer almaktadır. Yedinci bölümde tez çalışmasının sonuçları ve değerlendirilmesi ile Babil İştar Kapısı ve Tören Yolu'na ait sırlı tuğlaların korunmasına yönelik geliştirilen öneriler ele alınmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »