Tez Koleksiyonu

Permanent URI for this collectionhttps://gcris.khas.edu.tr/handle/20.500.12469/1805

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 1464
  • Doctoral Thesis
    Gizlilik sözleşmesi
    (2024) Kılıç, İlksen Yavuz; Kazmacı, Özge Uzun
    Gizlilik sözleşmesi temel olarak, tarafların gizlilik beklentilerinin sözleşme ile hüküm altına alındığı ve gizlilik ihlali halinde uygulanacak hukuki sonuçların öngörüldüğü sözleşmedir. Sözleşme özgürlüğü çerçevesinde taraflar; 'diğer tarafla paylaşılacak bilgileri, tarafların gizlilik yükümlülüklerini, bilgilerin korunması için uygulanacak tedbirlerini, gizlilik ihlali sayılan halleri, sözleşmenin sona erdiren sebepleri' bu sözleşmede serbestçe belirleyebilirler. Gizlilik sözleşmesi; 'Ticaret Hukuku, İş Hukuku, Kişisel Verilerin Korunması Hukuku, Sınai Mülkiyet Hukuku, Rekabet Hukuku ve Bankacılık Mevzuatı' gibi pek çok farklı alanda ihtiyaç duyulan ve bunun karşılanmasına yönelik geliştirilmiş bir sözleşmedir. Gizlilik sözleşmesinin; uygulamada yoğun olarak kullanıldığını ancak konuyla ilgili akademik çalışmanın çok sınırlı olduğunu ve bu sözleşmenin kanunda düzenlenen sözleşmelerden olmadığını belirmemiz gerekir. Buradan hareketle gizlilik sözleşmesi çalışma konumuz olarak belirlenmiştir. Gizlilik sözleşmesinin; unsurları, kapsamı, hukuki niteliği ve tarafların sözleşmeden kaynaklanan sorumlulukları akademik düzeyde tartışılmıştır. Çalışmamızda; çeşitli hukuk alanlarında ve özel mevzuatta adı geçen gizlilik sözleşmesinin, bir bütünlük ve sentez meydana getiren biçimde teorik olarak değerlendirilmesi ile doktrine katkı sağlanması amaçlanmıştır.
  • Master Thesis
    Türkiye'de film arşivlerinin gelişim süreci ve çevrimiçi film arşivleme
    (2024) Akçalı, Elif; Akçalı, Elif
    Fiziksel ve kurumsal bir yapı olarak arşiv yalnızca bilgiyi değil, toplumsal hafızayı da tanzim ve tasnif eden bir iktidar alanı olarak karşımıza çıkar. Kendi iktidarını ise bünyesinde sahip olduğu 'katı' belgelere dayandırır. Ancak, geçtiğimiz 40 yılda hayatın her alanında yaşanan dijitalleşme, bilginin erişilebilirliği ve depolama teknolojileriyle birlikte ele alındığında arşiv düşüncesi ve pratikleri de radikal bir dönüşüm sürecine girdiği söylenilebilir. Film arşivleri ise, sinemanın teknolojiyle kurduğu göbek bağı ve dijitalleşmeyle gelen seyircinin de görüntüyle kurduğu ilişkinin değişmesi bağlamlarında düşünüldüğünde, arşiv pratiklerinde yaşanan dönüşümün en görünür olduğu alanlardan biridir. Öte yandan görüntü formatlarında ve seyir deneyiminde dijitalleşmeyle birlikte yaşanan bu dönüşüm, film arşivlerinin ilk oluştuğu dönemden itibaren var olduğunu söyleyebileceğimiz sinefili arketipinin de değişmesine yol açmıştır. Bu çalışma, Türkiye'deki film arşivi meselesini merkezine alarak, arşive dair kavramsal, kökensel ve tarihsel bir soruşturma yapmayı ve günümüzde çeşitli internet uygulamalarının yaygınlaşmasıyla dönüşen çevrimiçi film ve video arşiv pratiklerinin, hareketli görüntü sanatına dair yapılabilecek alternatif tarih okumalarına, üretim, tüketim ve dağıtım olanaklarına sağlayabileceği yeni yöntemlere bir bakış sunmayı hedeflemektedir.
  • Master Thesis
    AB - Çin stratejik ortaklığının ekonomik güvenlik perspektifinden değerlendirilmesi
    (2024) Karaoğuz, Hüseyin Emrah; Karaoğuz, Hüseyin Emrah
    1970'li yıllardan itibaren ekonomik açılım politikası benimseyen Çin, benzeri görülememiş ekonomik büyümeyle küresel ekonomik politikaların şekillendirilmesinde ve Avrupa Birliği (AB) dahil olmak üzere uluslararası sistemdeki büyük güçlerle ilişkilerinde kilit bir oyuncu olarak ortaya çıkmıştır. Artan ticari ilişkiler ve ortak ekonomik çıkarların ortaya çıkmasıyla birlikte 2003 yılında AB ve Çin arasında kapsamlı stratejik ortaklık ilan edilmiştir. Bu ortaklık, çeşitli alanlar ve farklı sektörler dahilinde her yıl düzenli olarak bir dizi diyalog, toplantı ve zirveyi içerecek şekilde genişlemiştir. Ancak AB açısından bakıldığında, son yıllarda tırmanan uluslararası krizler ve ikili ilişkilerde süregelen ekonomik zorluklar, AB'nin Çin'e yönelik tutumunda önemli bir değişikliğe yol açmıştır. Çin, özellikle AB'nin insan hakları ve demokrasi konusunda benimsediği değer ve normları baltalayarak ve küresel sahneye alternatif bir ekonomik model sunarak, uluslararası ekonomik-siyasi düzen için ciddi bir meydan okuma oluşturmaktır. Ayrıca ticaret ve yatırım ilişkilerindeki çözülmemiş ve tırmanan sorunlar artık AB-Çin stratejik ortaklığının temel endişesi haline gelmiştir. Sonuç olarak, AB-Çin stratejik ortaklığı AB için beklentileri karşılayamamakta ve ekonomik iş birliğinin güçlenmesine ve genişlemesine katkı sağlamamaktadır. Bu tez, AB-Çin stratejik ortaklığında süregelen ekonomik zorlukların artık ekonomik güvenlik meselesi haline geldiğini ve Çin'le kurulan ortaklığın ilerleyemediğini savunmaktadır. Ortaklar arasında düzenlenen yıllık zirveler ve AB'nin Çin'le ilgili yayınladığı resmi politika belgelerinin birer vaka analizini yaparak AB'nin bu ortaklığa yaklaşımını ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu bağlamda analiz sonuçları, AB-Çin ekonomik ilişkilerindeki zorlukların AB'nin ekonomik güvenliğine 'tehdit' unsuru olduğunu savunmaktadır.
  • Master Thesis
    Akustik pürüzlülük ve duygusal seslendirmelerin yaklaşma- kaçınma motivasyonlarına olan etkisinin incelenmesi
    (2024) Soyman, Efe; Soyman, Efe; Özer, Demet
    Çevremiz, otomatik olarak en uygun tepkiyi seçmemizi gerektiren hoş, iştah açıcı veya hoş olmayan, tehdit edici uyaranlarla çevrilidir. Literatürde sözel uyaranlar ve duygusal yüz ifadeleri için duygulanım-uyumlu yaklaşma-kaçınma motivasyonlarının otomatik olarak etkinleştirildiği tutarlı bir şekilde rapor edilmiştir. Ancak duygusal işitsel uyaranlar kullanılarak yaklaşma ve kaçınma eğilimleri üzerine yapılan araştırmalar nispeten azdır. Mevcut tez çalışması, duygusal bilgi aktaran veya potansiyel olarak dinleyicide olumsuz algılara yol açan çeşitli insan seslendirmelerine yanıt olarak yaklaşma-kaçınma motivasyonlarını araştırmayı amaçlamıştır. Çalışma 1'de, Yaklaşma-Kaçınma Görevi ve Cinsiyet Değerlendirme Görevi kullanılarak insan duygusal seslendirmelerine tepki olarak yaklaşma-kaçınma eğilimleri araştırılmıştır. Bulgular, Yaklaşma-Kaçınma Görevindeki uyumluluk etkilerini ortaya koyarak duygusal işitsel uyaranları kullanan önceki çalışmaları tekrarlamıştır. Çalışma 2'de, işitsel sinyallerin algısal olarak rahatsız edici ve tehlike çağrıştıran özelliği olan akustik pürüzlülüğe yanıt olarak yaklaşma-kaçınma eğilimleri, nötr ve pürüzlülük eklenmiş insan seslendirmeleri kullanılarak araştırılmıştır. Bulgular, yanıtlar akustik pürüzlülüğün açık bir şekilde değerlendirilmesine bağlı olduğunda ne rahatsız edici pürüzlü insan seslendirmelerine karşı kaçınma davranışının ne de nötr seslendirmelere yaklaşma davranışının bulunduğunu göstermiştir. Bunun yerine, pürüzlü seslere yanıt olarak tepki hızında genel bir artış gözlemlenmiştir. Pürüzlü seslere tepki hızının artmasının açık değerlendirmelerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını daha ayrıntılı olarak incelemek için, Çalışma 3'te katılımcılardan pürüzlülük yerine sesteki sesli harfleri değerlendirmeleri istenen bir kontrol görevi uygulanmıştır. Göreve ilişkin yönergenin değiştirilmesi, pürüzlülüğün genel yanıt kolaylaştırma etkisini tamamen ortadan kaldırmıştır. Üç deneyde hem duygusal seslendirmelerin hem de akustik pürüzlülük içeren seslerin duygusal değerlik, uyarılmışlık ve rahatsız edicilik açısından benzer uyaran özelliklerini paylaşmasına rağmen örtük davranışsal etkilerinin farklı olduğu gösterilmiştir.
  • Doctoral Thesis
    2.5D ViT: 3 boyutlu beyin MR görüntülerinin ön işlenmesiyle görüntü dönüştürücü tabanlı beyin yaşı tahmini
    (2024) Darıcı, Muazzez Buket; Özmen, Atilla; Özmen, Atilla
    Son zamanlarda doğal görüntü işleme görevinde kullanılan transformörler, görme görevlerine alternatif bir çözüm sunmaktadır. Görüntülerin işlenmesine olanak sağlayan görüntü transformör mimarisinin, güçlü dikkat mekanizması ve konumsal bilgiyi tutma yeteneği ile görüntü sınıflandırma görevinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. Görüntü sınıflandırmaya yenilikçi bir yaklaşım olan ViT, popüler veri setlerinde güncel CNN'lerden daha iyi performans göstermektedir. Ne yazık ki ViT yapısı 2D ile uyumlu olduğundan, saf haliyle 2 boyuttan fazla olan görüntüleri işleyemez. Bu çalışma, 3 boyutlu beyin MR görüntülerini işleyebilen 2.5D ViT adlı yeni bir ViT önermektedir. Model mimarisinde yapılan değişiklikler ve önerilen yöntemler sayesinde 2.5D ViT, 3D görüntülerden yaş tahminini güncel modellere göre daha iyi yapabilmektedir. Ayrıca bu çalışma, beyin MR görüntülerinin hem model mimarisi hem de ön işleme aşamaları üzerine geniş çaplı deneyler içermektedir. Üstün başarısıyla insanların hayatına etki eden Yapay Zeka tabanlı beyin analiz sistemleri, ideal 3 boyutlu beyin MR görüntülerine ihtiyaç duyar. Bu sistemler için ideal beyin MR görüntüleri elde etmek amacıyla en çok tercih edilen ön işleme teknikleri Yanlılık Alanı Düzeltme (Bias Field Correction), Kafatası Sıyırma (Skull Stripping) ve Çakıştırmadır (Registration). Ön işlemin görüntüleri standartlaştırdığı bilinse bile, ön işlemlerin son teknolojiye sahip ağlarda beyin yaşı tahmin sistemlerinin kalitesi üzerindeki etkisi titizlikle araştırılmamıştır. Bu çalışma, IXI veri setinden alınan 3 boyutlu beyin MR görüntüleri üzerindeki Yanlılık Alanı Düzeltme ve Kafatası Sıyırma etkilerinin yanı sıra Çakıştırma sırasında uygulanan ön işlemlerin etkilerinin ve bunların sırasının kapsamlı bir şekilde gözlemlenmesini içermektedir. Beyin yaşı tahmini alanında popüler olan 3 boyutlu Evrişimsel Sinir Ağları modeli, ön işlemlerin beyin yaşı tahmini üzerindeki başarısı hakkında bilgi vermesi için kullanılmıştır. Bu çalışmanın çıktıları, ön işleme yöntemleri olarak sırasıyla Kafatası Sıyırma, Yanlılık Alanı Düzeltme, Çakıştırma işlemleri Z-Score normalizasyonu ile kullanıldığında, 3 boyutlu Evrişimsel Sinir Ağının 6 yıllık ortalama mutlak hata ile farklı şekilde önceden işlenmiş görüntüler üzerinde eğitilen diğer modellerden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmayı önemli kılan bir diğer nokta ise beyin yaşı tahmini üzerinde kullanıma hazır SPM aracına benzer performans gösterebilecek ön işleme tekniklerini uygun sırayla önermesidir. Önerilen tekniklerle önceden işlenmiş 3 boyutlu beyin MR görüntüleri daha sonra yeni Görüntü Dönüştürücü (ViT) için girdi olarak kullanılmıştır. 2.5D ViT'in tasarımı, beyin yaşı tahmin performansını maksimuma çıkarırken bilgi kaybını en aza indirmeye odaklanır. 2.5D ViT tasarımı ViT'den farklı olarak SCA'dan RGB'ye dönüşüm mimarisi ve Ayrık Kosinüs Dönüşümü (AKD) içermektedir. SCA'dan RGB'ye dönüşüm, 3 boyutlu görüntülerin maksimum bilgiyle 2 boyutlu görüntülere dönüştürülmesini sağlarken, güçlü sıkıştırma kabiliyetine sahip AKD, ViT'deki Dönüştürücü kodlayıcıyı besleyen, yaşa bağlı özellikleri içeren, daha küçük boyutta özellik haritası elde etmek için kullanılır. Çeşitli deneylerden sonra 2.5D ViT, yanlılık düzeltmesinden sonra 5 yıl mutlak hata oranı ile en iyi performansı elde etmektedir. Sonuçlar, önerilen 2.5D ViT'nin beyin yaşı tahmini alanında 3 boyutlu Evrişimsel Sinir Ağları ile karşılaştırmalı sonuçlara sahip olduğunu göstermektedir. Mutlak ortalama hataya ek olarak araştırılan istatistiksel değerler ise sırasıyla r değeri için 0.9, Spearman Korelasyon Katsayısı için 0.87 ve R Kare değeri ise ortalamada 0.78 olarak bulunmuştur. Bu değerler, yanlılık düzeltme işleminden sonraki değerlerdir.
  • Master Thesis
    Holistik Düşüncenin Türkiye'deki Davranışsal Profilleri
    (2024) Sarıbay, Selahattin Adil; Sarıbay, Selahattin Adil
    Örtük profil analizini ve 'kültür ve biliş' literatüründen çeşitli görevleri kullanan Na ve ark. (2020), insanların bilişsel stillerinde zaman içinde sabit davranış profilleri sergilediklerini buldu. Çalışma 1'de (N = 540) bu bulguyu tekrarladık, ancak (Türk) katılımcılarımızın bilişsel stil davranış profilleri Na ve arkadaşlarının (Kuzey Amerikalı) katılımcılarınınkinden farklıydı. Kuzey Amerikalı katılımcıların davranış profilleri büyük ölçüde dışarıdan-içeriye görevinde farklılaşırken, Türk katılımcıların davranış profilleri büyük ölçüde dahil etme görevinde farklılaştı. Çalışma 2'de (N = 465), Çalışma 1'i farklı bütünsel düşünce alanlarını kapsayacak şekilde genişlettik ve insanların sabit davranış profilleri sergilediğini bir kez daha gösterdik. Çalışma 2'de katılımcılar, diyalektik düşünce görevlerinin ikisinde (öncelikle sosyal çatışmaların çözümü ve biraz da atasözü görevlerinde) farklılaşmıştır. Bu sonuçlar, bilişsel stil davranış profillerindeki zamansal sabitliğin kültürler arasında geçerli olmasına rağmen, bu profillerin kültürden kültüre farklılık gösterme eğiliminde olduğunu göstermektedir.
  • Master Thesis
    Tutuklama tedbiri ve tutuklulukta süre
    (2024) Katoğlu, Tuğrul Bayazıt; Katoğlu, Tuğrul Bayazıt
    Tutuklama tedbirinin temelinde devletlere tanınan egemenlik yetkisi yatmakta olup yargı makamlarınca uygulanabilen bu tedbir, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına en sert şekilde müdahale eden koruma tedbiridir. Türk Ceza Muhakemesinde tutuklama tedbiri bakımından azami süreler Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu bu azami süreler ceza muhakemesinin tüm süreci için geçerlidir. Her ne kadar azami süreler bu sürecin tamamı için geçerli olsa da Yargıtay'ın ve Anayasa Mahkemesi'nin azami sürelere ilişkin verdikleri hükümlerde; 'suç isnadına bağlı tutukluluk' ve 'hükme bağlı tutukluluk' kavramları ortaya çıkmıştır. Yargı kararlarına göre ilk derece mahkemesince hükmedilen tutukluluk kararı suç isnadına bağlı tutukluluk olarak ifade edilmektedir. İlk derece mahkemesince verilen karardan kararın kesinleşeceği ana kadar devam eden tutukluluk haline ise hükme bağlı tutukluluk olarak nitelendirilmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun bireylere sağladığı koruma, yargı makamlarının hükümlerine göre daha kapsamlıdır. Gerek Yargıtay'ın gerekse Anayasa Mahkemesi'nin kararlarında bu hususa ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarına atıf yapılmışsa da 'hükme bağlı tutukluluk' kavramı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yakın zamanda verdiği kararlar çerçevesinde tekrar değerlendirilmelidir.
  • Master Thesis
    Trafik verilerinde genetik algoritmalar ve meta optimizasyonla güçlendirilmiş exponential smoothing modeli ile anomali tespiti ve performans analizi
    (2024) Arsan, Taner; Arsan, Taner
    Bu çalışma, Numenta Anomaly Benchmark'ın (NAB) gerçek zamanlı trafik veri setleri üzerinde tahminleme yapan Third Order Exponential Smoothing modelinin parametrelerini optimize etmek amacıyla genetik algoritma kullanmaktadır. Ayrıca, genetik algoritma optimizasyon sürecini daha verimli hale getirmek için meta-optimizasyon tekniklerinden yararlanılarak anomali tespitindeki doğruluğu önemli ölçüde artıran yenilikçi bir yaklaşım sunmaktadır. Önerilen metodoloji, trafik yönetim sistemlerinde kritik olan veri akışlarındaki sapmaları tespit etmek için çeşitli trafik veri senaryolarına karşı farklı veri setleri üzerinde test edilmiştir. NAB'nin skorlama sistemini kullanarak yapılan karşılaştırmalı performans analizi, bu araştırmada geliştirilen yöntemin mevcut NAB algoritmalarının çoğundan üstün olduğunu ve NAB'nin önde gelen algoritmalarıyla rekabet edebildiğini göstermektedir. 'standart' için 54.32, 'reward_low_FP' için 53.73 ve 'reward_low_FN' için 69.54 skorları elde eden önerilen yaklaşım, sırasıyla NAB algoritmalarının ortalamasına göre %3.13, %2.70 ve %3.24 oranında bir iyileşme sağlamış, önemli bir gelişme kaydetmiştir. Bulgular, önerilen yaklaşımın sadece yüksek hassasiyetle anormallikleri tespit etmekle kalmayıp, aynı zamanda manuel yeniden kalibrasyon gerektirmeden değişen veri özelliklerine dinamik olarak uyum sağladığını göstermektedir. Bu çalışma, güvenilir izleme sağlayan ve potansiyel olarak etkin trafik yönetimi ve planlamayı kolaylaştıran sağlam bir trafik anomali tespit yöntemi önermektedir. Çalışmanın sonuçları, gerçek zamanlı veri izleme ve anormallik tespiti gerektiren diğer alanlara da genişletilebilir, farklı bağlamlar ve gereksinimlere uyum sağlayabilen ölçeklenebilir bir çözüm sunmaktadır.
  • Master Thesis
    Bilişim suçları ve siber güvenlik
    (2024) Altunkaş, Aysun; Altunkaş, Aysun
    Bilişim alanı insana sunduğu faydalar ve konfor kadar kişi, kurum ve devletler için potansiyel riskler de oluşturmaktadır. Toplumsal kontrol mekanizması olan hukukun bilişime uygulanması teknik unsurlar dahil her şeyden önceliklidir. Bilişim alanının bilgisayar, İnternet ve siber güvenlik gibi teknik ve siyasi unsurları kapsadığı düşünüldüğünde; bilişim suçlarına ilişkin bu çalışma, multi-disipliner bir yaklaşım içerisinde değerlendirilmiştir. Çalışmanın amacı bilişim suçlarının; bilişime bağımlı ve bilişimle bağlantılı suçların, işlenme yöntemleri, araçları ve türlerinin özel ve resmi kuruluş ölçeklerinde hukuk perspektifinden değerlendirilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti ve uluslararası mecradaki yaklaşımlar, sorunlar ve mücadele yöntemleri de irdelenmiştir. Hayatın bu kadar merkezinde olan bir konu olarak siber güvenlik bu çalışmanın önemini de ortaya koymaktadır. Çalışma kapsamı genel olarak bilişim suçlarıyla sınırlandırılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden literatür taramasının kullanıldığı bu çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde konuya giriş yapılarak çalışmanın önemi; amacı, araştırma yöntemi ve konunun sınırları belirtilmiştir. İkinci bölümde genel bilgiler başlığında; bilgi, bilim felsefesi ve teknoloji ilişkisi; bilişim alanı, bilişim sistemi ve bilişim ağı kavramları irdelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde bilişim unsurlarından; bilgisayar, İnternet, yapay zekâ ve blok zinciri gibi dijital dünyanın yeni kavramları tartışılmıştır. Dördüncü bölümde gündemi meşgul eden siber güvenlik olgusu; siber alan, siber güvenlik kavramı, bilgi güvenliği, bilişim suçu failleri ve siber korsanlar, siber savunma, ülkelerin siber güvenlik kapasiteleri ile kurumları ve siber savaşlar başlıkları altında açıklanmıştır. Tez çalışmasının odağını oluşturan beşinci bölümde; bilişim ile hukuk ilişkisi kurularak, 'bilişim hukuku' kavramı, bilişim suçlarının ortaya çıkışı, bilişim suçlarında kavram karşılaştırmaları, klasik suçlardan farkları, kriminoloji ve cezalandırmanın bilişim suçları üzerine etkileri, bilişim suç politikası, bilişim suçlarının işlenme yöntemleri, bu suçlarla mücadelenin uluslararası hukuk boyutu ve önlenmesine ilişkin uluslararası çalışmalar ile 'Avrupa Konseyi Siber Suç Sözleşmesi'ndeki Suç Türlerinin Türk Ceza Hukuku Üzerinden Değerlendirilmesi' yapılmıştır.
  • Master Thesis
    Yeni girişimlerde çalışanları elde tutma: Çalışan perspektifi
    (2024) Uray, Nimet; Uray, Nimet
    Çalışan değişimi, yeni kurulan girişimlerin sürdürülebilir büyümesini engelleyen kritik bir zorluktur. Ülkedeki bir start-up merkezi statüsüne rağmen Hindistan'ın Bengaluru kentindeki start-up girişimlerinin karşılaştığı çalışanları elde tutma sorununa katkıda bulunan spesifik faktörler hakkında sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu çalışma, dinamik start-up ekosistemindeki çalışanların işten ayrılma niyetlerini etkileyen çeşitli faktörleri incelemiştir. Kalitatif ve kantitatif verilere dayalı karma metod kullanılmıştır. Kantitatif araştırma ile, 50 çalışanı kapsayan bir anket yapılmıştır. Niteliksel içgörüler için ise Bengaluru merkezli çeşitli start-up'larda çalışan beş çalışanla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçları, iş-yaşam dengesinin, liderlik desteğinin ve kariyer geliştirme fırsatlarının, çalışanların işten ayrılma niyetinin temel belirleyicileri olduğunu ve bunun da yeni kurulan şirketlerde kalma oranını (çalışan elde tutma oranını) etkilediğini ortaya çıkarmıştır. İş arkadaşı desteğinin olumlu bir çalışma ortamını teşvik ettiği ve elde tutmaya katkıda bulunabileceği bulunmuş, ancak bu iki değişken arasında arasında güçlü bir korelasyon tespit edilememiştir. Çalışanlar arasında girişimcilik istekliliğinin yaygın olduğu ancak bu durumun cironun ana itici gücü olarak tanımlanmadığı saptanmıştır. Start-up'ların sunduğu kariyer geliştirme fırsatlarına erişim fırsatları çalışanlar tarafından takdirle karşılanmaktadır. Niteliksel bulgular, iş güvenliği kaygılarını, üst yönetimin desteğinin eksikliğini ve alt düzey çalışanlarla etkileşim eksikliğinin ana kaygılar olduğunu göstermiştir. Bunlara ek olarak, çalışanlar, geri bildirimi, gelişmiş iletişimi ve şeffaf hiyerarşik sistemi önemli görmektedir. Bu bulgulara dayanarak çalışma, Bengaluru'daki start-up'ların iş-yaşam dengesine öncelik vermesini, daha güçlü liderlik desteği sağlamasını, daha iyi kariyer geliştirme yolları sunmasını, destekleyici ve işbirlikçi bir çalışma ortamı geliştirmesini önermektedir. Bu sayede, çalışanın duygusal, psikolojik ve profesyonel refahı sağlanabilir ve çalışanların elde tutulması sağlanabilir. Bengaluru start-up'ları, bu faktörleri ele alarak, sonuçta firmalarının başarısına katkıda bulunacak yetenekli ve sadık iş gücünü ellerinde tutabilecektir.
  • Master Thesis
    Bilişsel stil ve dini inanç: İki modelin testi
    (2024) Yılmaz, Onurcan; Yılmaz, Onurcan
    İnsanların evrimleşmiş bilişsel yapısının dini inançlar için sezgisel bir bilişsel temel oluşturduğu savunulmaktadır. İkili İşlem Modeli (İİM) derin düşünmeye daha yatkın bireylerin dini inançlarının azalması gerektiğini öne sürmektedir. Bu doğrultuda, önceki araştırmalar derin düşünme ile dini inanç arasında büyük oranda tutarlı olarak negatif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bir başka model olan Dışavurumcu Rasyonalite Modeli (DRM), derin düşünmenin kimlik koruyucu bir işlevi olduğunu öne sürmektedir. Bir konuyu sosyal kimlikleriyle ilgili olarak görenler, bu konuda sahip oldukları görüşlerini güçlendirmek için derin düşünmeyi kullanabilirler. Mevcut literatürde İİM büyük destek görmüş olmasına rağmen önceki çalışmalar hem İİM'yi hem de DRM'yi test etmek için kimlik gruplarını eşit şekilde temsil eden bir örneklemden veri toplamamıştır. Bu çalışmada, bu sınırlamanın üstesinden gelmek için hem dindar (n = 580) hem de inançsız (n = 594) Amerikan katılımcılardan veri topladık ve çeşitli derin düşünme ölçümleri kullandık. Hem İİM hem de DRM'nin öngörülerini test etmek adına bu ölçümlerin Tanrı'ya inanç ve evrime inançsızlıkla ilişkilerini inceledik. Örneklemimizin tamamında, tüm derin düşünme ölçümleri Tanrı'ya inanç ve evrime inançsızlıkla negatif korelasyon göstermiştir. Bununla birlikte, örneklemi dindarlar ve inançsızlar olarak ikiye ayırdığımızda bazı negatif korelasyonların dindarlar için daha zayıf olduğu gözlemlenmiştir; bu da DRM'yi desteklemektedir. Genel olarak, sonuçlarımız ağırlıklı olarak İİM'nin açıklamasını desteklemektedir ve DRM'nin öngörüleri de örneklemimizde tespit edilebilir görünmektedir.
  • Master Thesis
    IŞİD'in tekfir söylemini keşfetmek: BERT tabanlı antite düzeyinde duygu analizi yaklaşımı
    (2024) Aydın, Mehmet Nafiz; Aydın, Mehmet Nafiz
    IŞİD, Suriye iç savaşı boyunca ve sonrasında birçok bireyin, özellikle de sivillerin, hayatını derinden etkilemiştir. Tekfir anltasında çeşitli karar verebilen varlıklara yönelik ifade edilen duyguları anlamak amacıyla, özellikle uzun metinlerde varlıklara yönelik duygu analizi üzerine yapılan araştırmalar sınırlı olduğundan, hesaplamalı yöntemler kullanarak bir duygu analizi modeli geliştirmeye çalıştık. Araştırma hedeflerimize ulaşmak için, farklı araştırma amaçlarına sahip farklı modelleri entegre ettik. Özellikle, BERT NER modelini ve Span ASTE'nin iki katmanını entegre ettik. Özellikle, Bert NER'i, tipik olarak daha kısa müşteri yorumları için kullanılan yön bazlı bir duygu analizi modeli olan Span ASTE'nin iki katmanıyla birleştirdik.Ayrıca, karşılaştırma için uçtan uca duygu analizi yapan Span ASTE'yi kullandık. Hibrit modelimiz kesinlik, duyarlılık, ve F-skoru açısından bu temel modellerden daha iyi performans göstermiştir.
  • Master Thesis
    Bronz eserlerde koruma: Aizanoi kazı buluntuları
    (2024) Bekret, Devrim; Alioğlu, Emine Füsün
    Arkeolojik kazı alanlarında yapılan bilimsel çalışmalar bütünleşmiş koruma politikaları ile büyük bir anlam kazanmaktadır. Amaç kültürel mirasın uzun süreli korunmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda yapılan çalışmalarda önleyici koruma ve sürdürülebilirlik uygulamaları daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Tez çalışmasında da bu yaklaşımlar esas alınarak alanda ve laboratuvarda bronz buluntular için yapılan uygulamalar anlatılmıştır. Öncelikle 2. bölümde bakır ve alaşımlarının tarihçesi incelenmiş, 3. bölümde bakır alaşımı eserlerin koruma sorunlarına değinilmiştir. 4. bölümde ise arkeolojik kazı alanları ve laboratuvarlarda bronz eserlerin korunmasına yönelik günümüz uygulamaları genel bir başlık altında sıralanarak anlatılmıştır. Bu değerlendirmeler ışığında Aizanoi antik kenti buluntularından sekiz adet bronz eser ele alınmıştır. Bu eserler 2012 yılında UNESCO geçici kültür miras listesine dahil olan Aizanoi antik kentinde 2021 yılı kazı döneminde ele geçirilmiştir. Eserlerin alanda bulunma anından başlayarak depolama sürecine kadar yapılan tüm uygulamalar sistemolojik olarak anlatılmıştır. Bu süreçte çalışılan eserlerin bozulma durumları ve yapıldıkları malzemelerin özellikleri bilimsel analiz yöntemleri ile incelenmiştir. Sonuç bölümünde çalışmanın bütünü hakkında değerlendirmeler ve öneriler yapılmıştır. Bu tez çalışması ile arkeolojik alanda ve laboratuvarda bronz eserlerin korunmasına yönelik çalışmalar yapan restoratör-konservatörlerin günümüz koruma yaklaşımlarını esas alarak gerçekleştirdikleri uygulamalar anlatılmıştır.
  • Master Thesis
    Sezgisel ve mantıksal düşünmenin ahlaki faydacılığın boyutları üzerindeki etkisi
    (2024) Yılmaz, Onurcan; Yılmaz, Onurcan
    Bu çalışmada, sezgisel ve analitik düşünmenin faydacılığın iki boyutu olan tarafsız fayda ve araçsal zarar üzerindeki etkileri incelenmiştir. Ancak, daha sonra yapılan çalışmalar (Isler & Yilmaz, 2023) akıl yürütmeye yönlendirme manipülasyonu olarak kullanılan tekniğin analitik düşünme performansını artırmadığını göstermiştir; bu da Capraro ve arkadaşlarının (2019) bulgularının yalnızca analitik düşünmenin etkilerine atfedilemeyeceğini düşündürmektedir. Ayrıca, çalışmalarında gerçek bir kontrol grubunun bulunmaması gözlemlenen etkilerin yorumlanmasını zorlaştırmaktadır. Capraro ve arkadaşlarının (2019) orijinal deney düzeneğini temel alarak, sadece onların kullandığı duygusal ve analitik düşünmeye yönlendirme manipülasyonlarını değil, aynı zamanda mevcut literatürde etkili olduğu bilinen bilişsel yanlılık eğitimini ve pasif bir kontrol grubunu da dahil ettik. Orijinal çalışmaya benzer şekilde çevrimiçi bir ABD örneklemi (N = 746) ile bir deney gerçekleştirdik. Sonuçlarımız, hem duygusal hem de analitik düşünmeye yönlendirmenin tarafsız fayda puanlarını bilişsel yanlılık eğitimi ve kontrol koşullarına kıyasla artırdığını, sadece analitik düşünmeye yönlendirmenin araçsal zarar puanlarını bu koşullara göre artırdığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, bilişsel yanlılık eğitimi kontrole kıyasla anlamlı bir etki göstermemiş, duygusal ve mantıksal düşünmeye yönlendirmenin bilişsel yanlılık eğitimi ve kontrole göre etkileri aynı yönde olmuştur. Analiz, Capraro ve arkadaşlarının (2019) orijinal çalışmasında olduğu gibi, yalnızca duygusal düşünme ve analitik düşünmeye yönlendirme koşullarıyla yapıldığında, ilk bulgular tekrarlanmış ve duygusal düşünmeye yönlendirmeye bağlı olarak araçsal zararda bir azalma olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, iyi yapılandırılmış bir analitik düşünme manipülasyonu olan bilişsel yanlılık eğitiminin benzer bir etkisinin olmaması ve duygusal düşünme ve analitik düşünmeye yönlendirme manipülasyonlarının etkilerinin beklentilerin aksine aynı yönde olması, bu etkilerin yanıt yanlılıkları veya empati gibi diğer mekanizmalardan kaynaklanabileceğini düşündürmektedir. Gelecekteki çalışmalar bu etkilerin arkasındaki mekanizmaları daha kapsamlı deneylerle araştırmalıdır.
  • Master Thesis
    Türkı̇ye ı̇çı̇n eşı̇tsı̇zlı̇k tahmı̇nlerı̇ndekı̇ aşağı yönlü yanlılığın konut fı̇yatları verı̇lerı̇yle düzeltı̇lmesı̇
    (2024) Tekgüç, Hasan; Tekgüç, Hasan
    Hanehalkı anketleri genellikle en çok kazananların gelirlerini yakalamakta başarısız olmaktadır. En çok kazananların anketlere yanıt verme olasılığı daha düşüktür ve müteşebbis gelirine ilişkin soruları yanıtlamama olasılıkları daha yüksektir, yani 'kayıp zengin' sorunu. Bu sorunları çözmek için literatürdeki en yaygın yöntem, gelir vergisi kayıtlarından elde edilen verilerin kullanılmasıdır. Gelişmekte olan ülkeler için vergi kayıtlarının kullanılması iki açıdan sorunludur: (i) bu ülkelerin çoğunda vergi kayıtlarının özet ölçümleri bile kamuya açık değildir ve (ii) vergi kaçakçılığı yaygındır ve resmi vergi kayıtları mevcut olsa bile muhtemelen güvenilir değildir. Bu nedenle, bu çalışmada 'kayıp zengin' sorunu, üst gelirleri tahmin etmek için www.sahibinden.com adresinden elde edilen konut fiyatı verileri kullanılarak düzeltilmiştir. Hanehalkı gelirlerini konut fiyatlarını kullanarak tahmin ediyoruz ve bu tahminleri anket verilerinin sağ kuyruğuna ekliyoruz. Hanehalkı Bütçe Anketi'nin 2019 yılında toplam hanelerin yaklaşık yüzde 5'ini eksik saydığını tahmin ediyoruz. Kayıp zengin haneler dahil edildiğinde, en üst %5'lik (%10) gelir payları %17'den (%27) %28'e (%40) yükselmektedir. Sonuç olarak, Türkiye'de hanehalkı gelirinin Gini endeksi 35,3'ten 50'ye yükselmiştir. Anahtar Sözcükler: eşitsizlik, Türkiye, konut fiyatları, en yüksek gelirler, gelir eşitsizliği, gelir dağılımı
  • Master Thesis
    Sezgisel ve ​​derin düşünme işbirliğini kaynak kıtlığı altında nasıl şekillendirir?
    (2024) Yılmaz, Onurcan; Yılmaz, Onurcan
    İş birliği insan sosyal davranışının önemli bir unsurudur. Bu tez kapsamında yürütülen çalışmalar sezgisel ve derin düşünmenin iş birliğini şekillendirmedeki rolünü ve bu ilişkide kaynak kıtlığının düzenleyici rolünü araştırmaktadır. Çalışma 1a'da derin düşünme ve kaynak kıtlığının iş birliği davranışı ile ilişkisini araştırmak amacıyla Türkiye örneklemi üzerinde korelasyonel bir çalışma yürütülmüş, Çalışma 1b'de ise aynı örneklem yeniden davet edilerek düşünme tarzlarının manipüle edildiği deneysel bir çalışma yürütülmüştür. Çalışma 2'de Çalışma 1b bir ABD örnekleminde tekrarlanmıştır. Çalışma 1a'da iş birliğinin derin düşünmeyle arttığı gözlemlenerek öz-kontrol hipotezi (ÖKH) için korelasyonel destek bulunmuş ve iş birliğinin kaynak kıtlığıyla azaldığı gözlemlenmiştir. Çalışma 1b'de ÖKH için destek bulunamazken kıtlığın daha düşük iş birliğiyle ilişkili olduğu yine kısmen gözlemlenmiştir. Çalışma 2'de ise derin düşünmenin iş birliğini azalttığı gözlemlenerek sosyal kısayollar hipotezi (SKH) için kısmi deneysel destek bulunmuş, ancak kıtlık ile iş birliği arasında herhangi bir ilişki bulunamamıştır. Genele bakıldığında, sezgisel/derin düşünmenin iş birliğini mi yoksa bencilliği mi teşvik ettiği ve iş birliğinin kaynak kıtlığından nasıl etkilendiği hakkında net bir sonuca varılamamıştır. Ancak Türkiye ve ABD örneklemleri arasında gözlemlenen bulgu farklılıkları kültürün iş birliğini şekillendirmedeki rolünü vurgulamaktadır.
  • Master Thesis
    Kat mülkiyetine tabi yapılarda yöneticinin hukuki sorumluluğu
    (2024) Ayar, Ahmet; Ayar, Ahmet
    Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre ister klasik kat mülkiyeti olsun ister toplu yapılarda kat mülkiyeti olsun kat malikleri dilerlerse anataşınmazın yönetimini yöneticiye veya yönetim kuruluna devredebilirler. Kat maliklerine karşı KMK 38 hükmü gereği vekil gibi sorumlu olan yöneticinin kanundan, yönetim planından veya sözleşmeden doğan borçlarını Türk Borçlar Kanunu'nun vekalet sözleşmesine ilişkin hükümleri arasında yer alan vekilin borçlarına uygun olarak ifa etmesi gerekir. Aksi halde yöneticinin kusurlu eylemiyle bağlantılı olarak bir zarar meydana gelmesi halinde yönetici söz konusu zararı gidermekle sorumlu olacağı gibi, kat malikleri yöneticinin görevden alınması yoluna da gidebilirler.
  • Doctoral Thesis
    Güvenliksizleşmeden yeniden güvenlikleşmeye 2015 yılından beri Türk dış politikası
    (2024) Güvenç, Serhat; Güvenç, Serhat
    Bu tez Türk Dış Politikası'nı üç farklı zaman kategorizasyonu içerisinde incelemektedir. Böylelikle, Türk Dış Politikası'nın aynı iktidar partisi hükümetlerinde neden farklılaşan özelliklere ve eğilimlere sahip olduğunun irdelenmesi için dönemselleştirme yapılmaktadır. Birbirinden farklı karakteristiklere sahip olan bu dönemlerde yaşanan önemli gelişmelerin vakalar olarak ele alındığı bu tezde, Neoklasik Realizm'in teorik çerçevesi ve Carl Schmitt'in siyaset felsefesi bütünleştirilmektedir. Teorik olarak bu yaklaşımın iç içe geçirilmesi vasıtasıyla farklı periyotlar içerisinde Türk Dış Politikası'nın yaşadığı dönüşüm ve iç politikadaki dinamikler analitik bir düzlemde entegre edilmektedir. Üç farklı dönemselleştirme olan güvenliksizleşme, dönüşüm ve yeniden güvenlikleşme dönemleri önce kendi iç dinamikleri açısından anlamlandırılarak bir bütün olarak nedensel bir bağlama oturtulmaktadır. Bu yapılırken de Türk Dış Politikası çalışmalarının diğerlerinden farklı olarak teorik düzlemde uluslararası ilişkiler teorisi ve siyaset felsefesi alanlarının açıklama gücünden yararlanılmaktadır. Böylelikle, Türk Dış Politikası'ndaki dönemsel değişimin temelinde iç politikadaki dönüşüm ve değişimlerin etkisiyle küresel sistemdeki dönüşüm ve değişimin etkisi analitik bir çerçevede birleştirilmektedir. Özellikle, iç politikada yaşanılan yapısal dönüşüm ve dış politikada yeniden güvenlikleşme dönemi arasında kurulan nedensellik ilişkisi vasıtasıyla iç politikada yaşanan aktörel değişimler dış politikanın oluşmasını da şekillendirmiştir. Bu tez, Neoklasik Realizmin teorik çerçevesi sayesinde iç politikadaki dönüşümün dış politika yapımındaki etkisini ortaya koyarken, Carl Schmitt'in politik felsefesi yardımıyla da iç politikadaki dönüşümün dış politikanın yeniden güvenlikleşme sürecine olan etkisini açığa çıkarmaktadır. Böylelikle, teori ve yaklaşım birbirine entegre edilerek tezin vakaları ve dönüşümü açıklamada farklı bir çerçeve çizmesi hedeflenmektedir.
  • Master Thesis
    Modern cezalandırma sistemine gelen süreç ile toplumsal savunma akımının etkileri
    (2024) Katoğlu, Tuğrul Bayazıt; Katoğlu, Tuğrul Bayazıt
    Bu tezin amacı, ceza hukukunun hayatımızda yer edindiği süreçte, meşruiyetini ve uygulama esaslarını değerlendirerek günümüz Modern Cezalandırma döneminde işlevselliğini tartışmaktır. Bu amaç doğrultusunda üç bölümden oluşan tezimin ilk bölümünde ceza hukukunun amaçları doğrultusunda kabul edildiği tarihsel dönemin bakış açısı ve ideal bir hukuk düzeninin yaratılmasına kaynaklık eden düşünceleri açıklarken, temel ilkeler de ayrıca incelenmiştir. İkinci olarak ise İlkel Dönemden Aydınlanma Dönemi'ne kadar ceza hukukunun ve cezalandırmaya bakışının geliştiği süreçte ceza okulları ve düşüncelerinin katkıları ile tartışmaları incelenerek Toplumsal Savunma Akımının oluştuğu sürece gelen yolun belirlenmesi açısından öncülük eden adımlar değerlendirilmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise, Toplumsal Savunma Akımı düşüncesi oluşumu, başlıca düşünürleri ve amaçlarının gelişim evreleri ele alınmış, günümüz cezalandırma yöntemlerine yönelik bakışı ile insan haklarına uygunluğu ölçüsünde katkı sağladığı yönler açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.
  • Doctoral Thesis
    COVİD-19 döneminde teknoloji endüstrisinde sanal oryantasyonun dinamiklerini ve yazılım geliştiricilerin işten ayrılma niyetlerine etkisinin araştırması
    (2024) Aydın, Mehmet Nafiz; Aydın, Mehmet Nafiz
    Yazılım endüstrisinde yazılım geliştiricileri, projelerin ve şirketlerin başarısı için hayati öneme sahiptir. Yazılımcıları şirkete çekmek ve entegre etmek kritik öneme sahipken, onları elde tutma stratejileri insan kaynakları ve yetenek yönetiminde esastır. Bu çalışma, COVID-19 sırasında yazılımcıların başarılı bir şekilde sanal olarak oryantasyonunu ve bunun işten ayrılma niyetlerine etkisini araştırmaktadır. Tez, yeni işe alınan yazılımcıların karşılaştığı özgün zorlukları ve başarı faktörlerini ele almak için mevcut literatüre dayalı olarak tasarlanmış yeni bir Sanal Entegrasyon ve Tutundurma Çerçevesi (VIRF) önermektedir. Bu araştırmada, açıklayıcı ardışık tasarıma sahip bir araçsal vaka çalışması yaklaşımı kullanılmıştır. Çevrimiçi anket yoluyla 150 yazılımcıdan toplanan verilerin analizinde iki aşamalı yapısal eşitlik modeli kullanılmıştır. Ek olarak, bulguları tamamlamak için sekiz yazılımcı ve dört yönetici ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Nicel sonuçlar, sanal oryantasyon başarısını artırmada resmi oryantasyon, teknik eğitim, mentorluk ve teknolojinin ve kaynakların zamanında erişilebilirliğinin önemini vurgulamaktadır. Etkili sanal oryantasyon, daha yüksek iş tatminine, daha iyi işyeri ilişkilerine ve işten ayrılma niyetlerinin azalmasına yol açar ve bu etkiler iş tatmini ve işyeri ilişki kalitesi ile aracılıdır. Pandemi ile ilgili uzaktan çalışma zorlukları ve refah sorunları gibi endişeler, sanal oryantasyonun başarısını olumsuz etkilemiştir. Nitel bulgular, yalnızca nicel analiz tarafından desteklenmeyen uzaktan çalışma fırsatlarının faydalarını ortaya koymaktadır. Yönetsel perspektifler, ekip üyelerini etkili bir şekilde entegre etmek için stratejileri uyarlamanın önemini vurgulamakta ve kriz zamanlarında özellikle ilk günden itibaren güçlü destek mekanizmalarının gerekliliğini önermektedir. Uzaktan çalışma ortamında, oryantasyonun etkinliği, açık iletişimi, güvenilir desteği, eğitimi ve değişen koşullara uyum sağlama esnekliğini vurgulayan kapsamlı bir stratejiye dayanır. Bu tez, teknoloji şirketleri ve akademi için sanal oryantasyon süreçlerini geliştirmeye ve ilgi çekici bir uzaktan çalışma ortamı oluşturmaya yönelik pratik öneriler sunmaktadır. Bu bulgular, teknoloji endüstrisinde yazılımcı oryantasyonunun gelecekteki kriz planlaması için önemlidir.